İşte Sabah muharriri Ahmet Çakar’ın yazısı…
“Türk futbolunun niye yıllar ortasında geriye gittiğinin en âlâ ispatı dün geceki maç oldu. Makus futbol, düşük tempo ve yalnızca yakalanan birkaç gol durumu. Öncelikle Trabzonspor’dan başlayalım… Makus oynadılar, makûs de oynuyorlardı aslına bakarsanız. Tempoları epey düşük. Kaybetmekten korktular, kontra oynamaya çalıştılar ve Muslera’ya neredeyse hiç iş düşürmeden maçı tamamladılar. G.Saray, 90 dakika boyunca oyunun hakimiydi. Aslında Trabzonspor üzere bir deplasmanda da bulabilecekleri sayıda konum yakaladılar. Birinci yarıda Mertens, kaleci Taha ile karşı karşıya kaldığı konumda yanlış köşeye vurdu. O durumda her ne kadar deparla oraya gelmiş olsa da başka bir tabirle yorgun düşmüş olsa bile o denli vurmamalıydı. İkinci yarıda da gibisi durumu Kerem yakaladı. Berkan manasız biçimde 3 kişinin ortasına girdi, baht yapıtı çıktı, Kerem’e bıraktı, Kerem bomboştu, o da düzgün vuramadı. Kaleci Taha bir daha çıkardı. Dönem başından beri G.Saray’ı kurtaran Gomis aslında az kalsın bir daha kurtarıcı olacaktı. Son saniyede bir kornerde kafayı rahat vurdu, direk tabanına vurayım dedi, ancak âlâ vuramadı. Sonuca bakarsak iki grup için de bir puan makûs değil. Hele G.Saray için hiç değil! Zira G.Saray kaybetseydi, büyük sorun olabilir, Okan Buruk tartışılır hale gelebilirdi. Trabzonspor kaybetseydi bu sefer oklar Abdullah Avcı’ya dönecekti. Hakem Ali Palabıyık her ne kadar kararı etkileyecek kusur yapmadıysa da pek beğendiğimi söyleyemem. Kartlarını vakit zaman yanlış kullandı. kimi vakit komik fauller verdi lakin bütün bunlara karşın hakem tekniği tarafından çok âlâ olmasa da ekipler için fazla sorun teşkil etmedi.”
“Türk futbolunun niye yıllar ortasında geriye gittiğinin en âlâ ispatı dün geceki maç oldu. Makus futbol, düşük tempo ve yalnızca yakalanan birkaç gol durumu. Öncelikle Trabzonspor’dan başlayalım… Makus oynadılar, makûs de oynuyorlardı aslına bakarsanız. Tempoları epey düşük. Kaybetmekten korktular, kontra oynamaya çalıştılar ve Muslera’ya neredeyse hiç iş düşürmeden maçı tamamladılar. G.Saray, 90 dakika boyunca oyunun hakimiydi. Aslında Trabzonspor üzere bir deplasmanda da bulabilecekleri sayıda konum yakaladılar. Birinci yarıda Mertens, kaleci Taha ile karşı karşıya kaldığı konumda yanlış köşeye vurdu. O durumda her ne kadar deparla oraya gelmiş olsa da başka bir tabirle yorgun düşmüş olsa bile o denli vurmamalıydı. İkinci yarıda da gibisi durumu Kerem yakaladı. Berkan manasız biçimde 3 kişinin ortasına girdi, baht yapıtı çıktı, Kerem’e bıraktı, Kerem bomboştu, o da düzgün vuramadı. Kaleci Taha bir daha çıkardı. Dönem başından beri G.Saray’ı kurtaran Gomis aslında az kalsın bir daha kurtarıcı olacaktı. Son saniyede bir kornerde kafayı rahat vurdu, direk tabanına vurayım dedi, ancak âlâ vuramadı. Sonuca bakarsak iki grup için de bir puan makûs değil. Hele G.Saray için hiç değil! Zira G.Saray kaybetseydi, büyük sorun olabilir, Okan Buruk tartışılır hale gelebilirdi. Trabzonspor kaybetseydi bu sefer oklar Abdullah Avcı’ya dönecekti. Hakem Ali Palabıyık her ne kadar kararı etkileyecek kusur yapmadıysa da pek beğendiğimi söyleyemem. Kartlarını vakit zaman yanlış kullandı. kimi vakit komik fauller verdi lakin bütün bunlara karşın hakem tekniği tarafından çok âlâ olmasa da ekipler için fazla sorun teşkil etmedi.”