Bir işi başarmak için hangi esma okunur ?

Ece

New member
Bir İşi Başarmak İçin Hangi Esma Okunur? – İnancın ve Azmin Hikayesi

Selam forumdaşlar,

Bugün sizlerle içimi titreten, belki de hepimizin bir şekilde kendi hayatında yaşadığı bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Çünkü bazen bir işi başarmak sadece plan, emek ya da şansla ilgili değildir. Bazen insan, bir “kelimeye”, bir “niyete” tutunur. Ve o kelime, içindeki fırtınayı dindirir.

Bu hikâyede bir adam ve bir kadın var. İkisi de aynı yolda yürüyorlar ama yolları birbirinden çok farklı. Adam stratejik, hesaplı, mantığın kılavuzluğunda ilerliyor. Kadın ise kalbiyle, sezgileriyle, dua ederek yürüyor.

İkisini bir araya getiren şey, aynı soruya verdikleri farklı cevap:

Bir işi başarmak için hangi esma okunur?

---

1. Başlangıç: Rüzgârla Gelen Soru

Bir sonbahar akşamıydı. Yağmur pencerelere usulca vuruyor, şehir ışıkları sessizce akıyordu. Forumun en eski üyelerinden biri olan Murat, uzun bir aradan sonra yeniden yazdı:

> “Arkadaşlar, bir süredir işlerim yolunda gitmiyor. Deniyorum, planlıyorum, çabalıyorum ama bir şeyler eksik.

> Belki de sadece dua etmeyi unuttum. Sizce bir işi başarmak için hangi esmayı okumalı?”

Mesaj kısa ama derindi. Onu okuyan herkesin içinde bir yer sızladı. Çünkü hepimiz o “eksik bir şey” duygusunu yaşamıştık.

---

2. Erkek Karakter: Mantığın Duayla Buluştuğu Yer

Murat, mühendis bir adamdı. Hayatında her şeyin planlı olmasına alışmıştı.

Dakikalarla ölçülmüş bir gün, hesaplarla örülmüş bir hayat.

Ama bazen, ne kadar hesap yaparsa yapsın, bir şeyler ters gidiyordu.

Bir gece defterini açtı ve şöyle yazdı:

> “Belki de artık sayılardan çok, kelimelere inanma zamanı geldi.”

Araştırmaya başladı. Her kaynağı okudu, her yorumun altına notlar aldı.

Birçok kişi aynı ismi söylüyordu: “Ya Fettah.”

Açan, kolaylaştıran, kapalı kapıları aralayan anlamına geliyordu.

Murat bunu bir strateji gibi düşündü.

Sabah işe gitmeden önce, her gün otuz üç defa “Ya Fettah” diyecekti.

İlk başta bu sadece bir alışkanlıktı, bir rutin.

Ama sonra fark etti ki, bu kelime onun zihnini berraklaştırıyor, sabrını artırıyordu.

Bir sabah aynaya baktığında kendi kendine gülümsedi:

> “Demek ki bazen başarı, stratejinin değil teslimiyetin işidir.”

---

3. Kadın Karakter: Kalbin Duası

Aynı forumda Nur adında bir kadın vardı.

O da kendi işini kurmaya çalışıyor, hayatın dalgalarıyla mücadele ediyordu.

Ama onun yöntemi Murat’tan çok farklıydı.

Bir gün yazdı:

> “Ben de dua ederken hep ‘Ya Rezzak’ diyorum.

> Çünkü biliyorum ki rızık sadece para değil; fırsat, destek, ilham da bir rızıktır.”

Nur, her sabah kahvesini içerken sessizce “Ya Rezzak” demeyi adet edinmişti.

Her kelimeyle yüreğinde bir sıcaklık hissediyor,

zorlukların içinde bile bir ışık buluyordu.

Bir sabah, siparişlerinin azaldığı, moralinin bozulduğu bir anda

masasına bir mesaj düştü:

“Yeni iş birliği için sizi aramak istiyoruz.”

Nur o an ağladı.

Çünkü bazen bir kelime, bir kapıyı açar, bir kaderi değiştirir.

---

4. Karşılaşma: İki Yolun Kesiştiği An

Forumda Murat’ın mesajını okuyan Nur, dayanamadı, cevap yazdı:

> “Belki de başarı sadece bir esmada değil, o esmayı hissederek yaşamaktadır.

> Sen ‘Ya Fettah’ diyorsun, ben ‘Ya Rezzak’ diyorum.

> Belki de ikimiz aynı duayı farklı dillerde söylüyoruz.”

Bu mesaj, Murat’ın içinde bir şeyleri değiştirdi.

O günden sonra, sadece esmayı okumakla kalmadı,

her sabah Nur’un söylediği gibi niyet etmeye başladı:

> “Allah’ım, kolaylaştır ve rızkımı bereketlendir.”

Bir gün forumda Murat tekrar yazdı:

> “Bir işi başarmak için doğru esmayı bulmak değil,

> o esmayı yaşamak önemliymiş.

> Artık sadece ‘Ya Fettah’ demiyorum.

> Her nefeste ‘Ya Sabur’, her fırsatta ‘Ya Rezzak’ diyorum.”

---

5. Topluluğun Sesi: Herkesin Esması Başkadır

Hikâyenin altına onlarca yorum geldi.

Kimi “Ya Vedud”un sevgiyi artırdığını,

kimi “Ya Latif”in kalpleri yumuşattığını,

kimi “Ya Aziz”in özgüveni güçlendirdiğini yazdı.

Bir forumdaş şöyle dedi:

> “Belki de her insanın bir esması vardır.

> Biri kolaylık arar, biri sevgi, biri güç.

> Allah herkese ihtiyacına göre bir isimle seslenir.”

Bu yorum, forumu bir dua halkasına dönüştürdü.

Artık herkes, sabahları kendi esmasını paylaşıyor,

başarılarını, deneyimlerini anlatıyordu.

Murat’ın stratejisiyle Nur’un sezgisi birleşmişti.

Mantıkla kalbin, zihinle duanın buluştuğu bir alan oluşmuştu.

---

6. Son: Başarmak Esmadan Çok Daha Fazlası

Aylar geçti.

Murat, uzun zamandır uğraştığı projesini tamamladı.

Nur, kendi markasını büyüttü.

Bir akşam ikisi yine forumda karşılaştılar.

> Murat yazdı: “Ben artık inanıyorum, başarı sadece alın teriyle değil, kalp teriyle de yazılır.”

> Nur cevapladı: “Ve bazen bir iş, sen dua ederken değil, dua eder gibi yaşarken olur.”

Forum sessizdi o an.

Ama herkes o satırları okurken kendi içinden bir esmayı fısıldadı.

Belki “Ya Fettah”, belki “Ya Rezzak”, belki de sadece “Ya Allah.”

Çünkü herkesin kalbinde, kendi başarısının anahtarı saklıydı.

---

7. Forumdaşlara Sorular: Senin Esman Hangisi?

- Sen bir işe başlarken hangi ismi söylüyorsun?

- Hiç bir esmayı düzenli okuyup hayatında değişim fark ettin mi?

- Sence başarı, gayretin mi yoksa teslimiyetin mi sonucu?

- Erkeklerin planlı, kadınların sezgisel yaklaşımı birleşse;

başarı nasıl bir hal alırdı?

Belki de bu soruların cevabı bizde değil,

her sabah kalbimizde yankılanan o kutsal kelimelerdedir.

Bir işi başarmak için okunacak en büyük esma,

belki de “inanmaktır.”