Samuag
New member
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKM’de “Zindandan Mehmed’e Mektup” standına katıldı.
Necip Fazıl Kısakürek’i anma etkinliğinde konuşan Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Necip Fazıl Kısakürek denince aklımıza birinci olarak şiirleri geliyor. tartışmasız bir hatipti. Kürsülere sığmayan bir gayretin yılmaz savunucusuydu. Kitapları, makaleleriyle, hitabetiyle kalabalıkların karşısına çıkmıştı.
Yazıları ve kelamlarıyla ortalarında bizim de bulunduğumuz kaç jenerasyonların hayatını etkilemiştir. Üstad bütün dahiler üzere anlaşılması ve anlatılması sıkıntı bir sanatkardı.
Necip Fazıl erdemi, izzeti, hoşu ve estetiği dışarıda arayanlara ebediyen vatan coğrafyasını işaret etti. Batması istenen kadim medeniyetimizin bu topraklarda bir daha yükseleceğine inanıyordu.
Hakikatleri korkusuzca lisana getirdi, yaşadığı onca mağduriyete karşın ‘diriliş ruhunun kaynağı Türkiye’dir’ demekten geri durmadı. Necip Fazıl bu millete kimsenin icazetine muhtaç olmadan ruh kökünden aldığı yürekle var olabileceğini gösterdi.
Öz yurdunda parya muamelesi nazarann bu millet, tarih sahnesine çıkma özgüvenini onun sözlerinde buldu. Üstadın yapıtları gençlerimizin yolunu aydınlatmaya devam ediyor.
Asırlar geçse de bu ülkenin gündemi ve tarafları hiç değişmiyor. Dün de kendi bencil hesapları için ülkeyi ateşe atmaktan çekinmeyenler vardı, bugün de birebir yoldan gidenler var.
Necip Fazıl’ı anlamak, yükselttiği dava bayrağını daha ileri taşımak hepimizin boynunun borcudur.”
Necip Fazıl Kısakürek’i anma etkinliğinde konuşan Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Necip Fazıl Kısakürek denince aklımıza birinci olarak şiirleri geliyor. tartışmasız bir hatipti. Kürsülere sığmayan bir gayretin yılmaz savunucusuydu. Kitapları, makaleleriyle, hitabetiyle kalabalıkların karşısına çıkmıştı.
Yazıları ve kelamlarıyla ortalarında bizim de bulunduğumuz kaç jenerasyonların hayatını etkilemiştir. Üstad bütün dahiler üzere anlaşılması ve anlatılması sıkıntı bir sanatkardı.
Necip Fazıl erdemi, izzeti, hoşu ve estetiği dışarıda arayanlara ebediyen vatan coğrafyasını işaret etti. Batması istenen kadim medeniyetimizin bu topraklarda bir daha yükseleceğine inanıyordu.
Hakikatleri korkusuzca lisana getirdi, yaşadığı onca mağduriyete karşın ‘diriliş ruhunun kaynağı Türkiye’dir’ demekten geri durmadı. Necip Fazıl bu millete kimsenin icazetine muhtaç olmadan ruh kökünden aldığı yürekle var olabileceğini gösterdi.
Öz yurdunda parya muamelesi nazarann bu millet, tarih sahnesine çıkma özgüvenini onun sözlerinde buldu. Üstadın yapıtları gençlerimizin yolunu aydınlatmaya devam ediyor.
Asırlar geçse de bu ülkenin gündemi ve tarafları hiç değişmiyor. Dün de kendi bencil hesapları için ülkeyi ateşe atmaktan çekinmeyenler vardı, bugün de birebir yoldan gidenler var.
Necip Fazıl’ı anlamak, yükselttiği dava bayrağını daha ileri taşımak hepimizin boynunun borcudur.”