Edebiyatta Girift Nedir Kısaca ?

celeron

Global Mod
Global Mod
Edebiyatta Girift Nedir Kısaca? Bir Duygunun, Bir Düşüncenin İç İçe Dansı

Selam dostlar,

Son zamanlarda okuduğum romanların bazılarında bir şey dikkatimi çekti: cümleler sadece anlatmıyor, birbirine dolanıyor, adeta bir örgü gibi anlamdan anlama geçiyor. “Bu anlatım tarzına ne denir?” diye araştırırken karşıma ‘girift’ kavramı çıktı. Ve inanın bana, sadece bir kelime değil, bir düşünme biçimiyle karşı karşıya kaldım.

Bugün sizlerle “Edebiyatta girift nedir?” sorusunu sadece teknik bir terim olarak değil, hayatın karmaşıklığını yansıtan bir hikâye gibi konuşmak istiyorum.

---

1. Girift: Kelimenin Kökünden Anlamın Derinliğine

“Girift” kelimesi, Farsça kökenli olup “karmaşık, iç içe geçmiş, çözülmesi zor” anlamına gelir.

Edebiyatta girift anlatım, olayların, duyguların ya da fikirlerin birbirine sıkıca bağlandığı, katmanlı bir yapı içinde sunulduğu metinleri ifade eder.

Kısaca söylemek gerekirse: Girift bir anlatımda, her cümlenin içinde başka bir cümle, her duygunun içinde başka bir anlam vardır.

Mesela Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Huzur” romanını düşünün. Zaman, aşk, tarih, rüya — hepsi birbirine öyle geçmiştir ki birini anlamadan diğerini kavrayamazsınız.

Bu, işte tam anlamıyla girift bir yapı örneğidir.

Ama işin güzelliği şurada: Giriftlik sadece anlatının zorluğu değil, hayatın doğasına bir ayna tutma biçimidir. Çünkü insanın iç dünyası da basit değildir; düşünceler birbirine karışır, duygular üst üste biner, anılar bir anda geleceğe sızar.

---

2. Edebiyatta Giriftlik: Verilerle Bir Bakış

Bir dilbilim araştırmasına göre, Türk romanlarında 1950’den sonra kullanılan ortalama cümle uzunluğu %37 oranında artmış. Bu, dilin giderek daha “girift” hale geldiğini gösteriyor.

Örneğin:

- 1940’larda bir romanda ortalama cümle uzunluğu 12 kelimeyken,

- 2000’lerde bu ortalama 19 kelimeye çıkmış.

Bunun nedeni sadece yazarların karmaşık anlatımı tercih etmesi değil; okurun da düşünsel olarak daha derin anlatılara yönelmesi.

Günümüz okuyucusu sadece “ne oldu?”yu değil, “neden oldu?”yu, hatta “neden böyle hissettik?” sorusunun cevabını da arıyor.

Girift anlatım bu yüzden yükselişte. Çünkü modern insanın zihni artık düz çizgide düşünmüyor — parçalı, iç içe geçmiş, duygusal bir ağ gibi çalışıyor.

---

3. Bir Hikâyenin İçinden: Giriftliğin Hayattaki Yansıması

Size küçük bir hikâye anlatayım.

Bir gün Leyla, yıllardır görmediği üniversite arkadaşı Murat’a bir mesaj attı:

> “Bir kahve içelim mi? Konuşacak çok şey var.”

O buluşma, sadece geçmişi değil, içinde biriken bütün duyguları da ortaya döktü.

Leyla, yaşadığı duygusal karmaşayı anlatırken cümleleri birbirine dolanıyordu.

Murat ise onu dikkatle dinliyor, arada sessizce defterine not alıyordu.

Sonra dedi ki:

> “Biliyor musun Leyla, senin anlattıkların bana girift bir romanı hatırlatıyor. Her şey birbiriyle bağlantılı. Sadece çözmeye çalışmak yerine, anlamaya çalışmalı insan.”

İşte edebiyattaki girift yapı da tam böyle işler: Bir hikâyenin içinde başka hikâyeler vardır, ama her biri diğerine anlam verir.

Leyla’nın duyguları, Murat’ın analizleriyle birleşir; tıpkı bir yazarın karakterlerine hem kalbinden hem aklından dokunması gibi.

---

4. Erkeklerin ve Kadınların Girift Anlatıdaki İzleri

İlginçtir ki, araştırmalar erkek ve kadın yazarların “giriftlik” konusuna farklı yaklaştığını gösteriyor.

Erkek yazarlar genellikle stratejik ve yapısal giriftlik oluşturur. Yani olay örgüsü karmaşık, karakter ilişkileri hesaplıdır. Örneğin Orhan Pamuk’un “Kar” romanında siyaset, din ve aşk birbirine entelektüel bir örgüyle bağlanır.

Kadın yazarlar ise duygusal giriftlik yaratır. Onlarda karmaşa, duyguların iç içe geçmesiyle oluşur. Elif Şafak’ın “Aşk” romanında Mevlana’nın felsefesi ile Ella’nın modern yaşamı iç içe geçer.

Bu iki yaklaşım, insanın iki düşünme biçimini yansıtır:

- Erkeklerin çözüm odaklı, mantıksal düşünce örgüsü,

- Kadınların empatik, ilişki temelli anlatı evreni.

Ama sonuçta ikisi de aynı yere çıkar: İnsanın iç dünyasının giriftliği.

---

5. Giriftliğin Sanatla Buluştuğu Yer: Kaosun Estetiği

Girift anlatım sadece edebiyatta değil, müzikte ve resimde de karşımıza çıkar.

Bir Bach bestesi dinlediğinizde, her melodinin başka bir meloduyla konuştuğunu fark edersiniz. Bu da müzikteki giriftliktir.

Ya da Van Gogh’un tablolarındaki fırça darbeleri… Her biri ayrı bir yön gösterir ama birlikte bir bütün oluşturur.

Edebiyatta da aynısı olur:

Yazarın zihninde onlarca düşünce birbiriyle çarpışır ama sonunda o karmaşadan anlam doğar.

Bu nedenle bazı edebiyatçılar giriftliği bir “düşünsel örgü sanatı” olarak tanımlar.

Bir düşünce araştırmacısının dediği gibi:

> “Giriftlik, karmaşanın içinde anlam bulabilme cesaretidir.”

---

6. Günümüzde Girift Anlatım: Dijital Çağın Zihni

Bugün sosyal medya, dizi senaryoları, romanlar — hepsi çok katmanlı hale geldi.

Bir Netflix dizisini izlerken bile, üç farklı zaman çizgisi, dört farklı karakter perspektifiyle karşılaşıyoruz.

Yani çağımızın zihni girift çalışıyor.

Edebiyat bu yüzden yeniden giriftleşiyor; çünkü insan zihni artık doğrusal değil, ağsal düşünüyor.

Bir duygudan diğerine, bir olaydan bir travmaya, bir cümleden bir sembole geçiyoruz.

Ve bu geçişleri anlamlandırabilmek, modern insanın yeni okuryazarlığı haline geldi.

---

7. Forumdaşlara Açık Sorular

- Sizce girift anlatım, edebiyatı derinleştiriyor mu yoksa anlaşılmaz mı hale getiriyor?

- Hayatın kendisi de girift değil mi zaten — peki bu durumda edebiyat sade mi olmalı?

- Erkeklerin stratejik, kadınların duygusal anlatımı bir araya geldiğinde daha güçlü bir edebiyat mı ortaya çıkar?

- Bir metni “girift” yapan şey yazar mı, yoksa okuyucunun kendi düşünsel labirenti mi?

---

Sonuç: Giriftlik, Hayatın Aynasıdır

Edebiyatta giriftlik, sadece karmaşa değildir.

O, insanın iç dünyasının karmaşık ritmine dokunan bir aynadır.

Bir yazarın cümleleriyle okuyucunun duyguları birbirine karışır; düşünceler dallanır, duygular sarmaşık gibi birbirine dolanır.

Belki de hayatın kendisi bir girift hikâyedir:

Bir cümle biter, diğeri başlar; bir duygu söner, yenisi doğar.

Ama o karmaşanın içinde bir güzellik vardır — çözmek için değil, hissetmek için.

Peki sizce dostlar,

Girift olan şey zor mu, yoksa hayatın gerçek derinliğini mi yansıtır?