Samuag
New member
Burdur’un Bucak ilçesinde eski sevgilisi Gizem Canbulut’u (17), 8 bıçak darbesiyle boğazını keserek öldürmekten ağırlaştırılmış öbür uzunluğu mahpus istemiyle yargılanan Eren Yıldız (19), evvel ağırlaştırılmış ömür uzunluğu mahpus cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyeti sonrasındasında ‘haksız tahrik’ ve ‘iyi hal’ indirimi uygulayarak 20 yıl mahpus cezasına hükmetti.
Bucak Necati Topay Ticaret Meslek Lisesi’nde, tıpkı devir farklı sınıflarda tahsil görürken tanışan Gizem Canbulut ile Eren Yıldız, bir süre ilgi yaşadıktan daha sonra ayrıldı.
Argümana göre geçen yıl 17 Mart’ta Yıldız ile Canbulut, konuşmak üzere Yunus Emre Parkı’nda buluştu. Burada surların alt tarafında oturan Canbulut ile Yıldız içinde tartışma çıktı. Eren Yıldız, yanındaki bıçakla Gizem Canbulut’u boğazından bıçaklayıp meskenine gitti.
Polisi arayıp kendini ihbar eden Eren Yıldız, gelen grup tarafınca gözaltına alındı. Parka giden takımlar Gizem Canbulut’un cansız vücuduyla karşılaştı. Gizem Canbulut’un cenazesi, Bucak’ın Susuz köyü mezarlığında toprağa verilirken, Eren Yıldız ise tutuklandı.
Burdur Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına, hakkında ağırlaştırılmış ömür uzunluğu mahpus cezası istenen Eren Yıldız tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katıldı.
Duruşma salonunda ise Gizem Canbulut’un annesi Nursel, babası Hasan, ağabeyi İbrahim, kız kardeşi Begüm Canbulut, ablası Ayşeana Pişgin ile taraf avukatları ve Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı avukatı katıldı.
Gizem Canbulut’un ailesi, sanığın en ağır biçimde cezalandırılmasını istedi. Canbulut’un ailesinin avukatları da haksız tahrik indiriminin uygulanmamasını talelp etti.
Son kelamı sorulan Eren Yıldız, “Bu olaydan dolayı epey pişmanım, utanç duyuyorum. bu biçimde bir günde bu biçimde bir cürümden yargılanmaktan ayrıyeten utanç duyuyorum. Dışarıdayken yardımsever bir insandım. Türkiye’deki tüm bayanlara sesleniyorum, ben bu biçimde bir olayı bile bile yapmadım. Yalnızca cebimden bıçağı çıkardığımı ve Gizem’in yerde yattığını hatırlıyorum. Cezalandırılmamı istiyorum” dedi.
UYGUN HAL İNDİRİMİYLE AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBETTEN 20 YILA
Mahkeme heyeti, Eren Yıldız’ı evvel ağırlaştırılmış ömür uzunluğu mahpus cezasına çarptırdı. Heyet, haksız tahrik ve güzel hal indirimi uygulayarak Eren Yıldız’ı 20 yıl mahpus cezasına çarptırdı.
“KADINLAR GÜNÜNDE BİZE BİR DEFA DAHA VURULDU”
Duruşma daha sonrası konuşan baba Hasan Canbulut, “Sözün bittiği yer burası olmamalıydı. Türkiye’miz, insanlarımız, bir kişiyi öldürdüğü vakit ne kadar ceza alınacağını, öldürmenin ne kadar ceza olduğunu, öldürmenin kolay olmadığını, bir evladın kolay yetiştirilmediğini görmeliydi. 17 yaşına kadar ben güzel günde makus günde, soğukta sıcakta, her türlü açlığında susuzluğunda onları doyuracağım, susuzluğunu gidereceğim diye hayli uğraştım. 17 yaşından daha sonra bir tane cani gelsin benim kızımı öldürsün. Hak, adalet dediğimiz yere geldik. Bayanlar gününün olduğu günde bize bir kez daha vuruldu. Benim kızımı bir sefer daha öldürdüler. Kim öldürdü adalet öldürdü. Biz bunu beklemiyorduk. Öteki Gizemler, Ayşeler, Fatmalar, Mehmetler, Aliler ölmesin dedik” diye konuştu.
“BU CEZA ONLAR İÇİN SEVİNDİRİCİ OLDU”
Bir baba olarak ciğerinin yandığını anlatan Canbulut, şöyleki devam etti:
“O anı aklıma getiriyorum, gözlerimi kapadığım vakit, cinayetin işlendiği vakit kızım, o bıçak birinci saplandığı vakit ‘Anne’ mi dedi, ‘Baba’ mı dedi, nasıl çırpındı. ‘İmdat’ mı dedi ‘Kurtarın’ mı
dedi. Yani hiç düşünmeden bir kere vursaydı tahminen şu anda acısıyla uğraşıyordum, tahminen yarasıyla uğraşıyor olurdum. 8 kere bıçaklayarak canice öldürmenin nasıl hevesini tattın. Bir de ‘Ben pişmanım’ diyor. Bütün herkese söylüyorum pişmanlık bu değildir. Ya da şayet sahiden öldürecek olduğu kişi hatalıysa adalet var, hak var, hukuk var. Şikayetçi olursun. bu biçimde bir şeye müsaade verilmesin, adalet de bizi bu türlü vurmasın. Ben isterdim ki daha fazla ceza alsın. 20 yıl ceza bizim içimizi soğutan bir ceza olmadı. Bu onlar için yalnızca sevindirici bir ceza oldu. Ağır da olsa 20 yıl gelip süreksiz bir ceza. Ben isterdim ki 40-50 yıl, ebedi müebbet isterdim.”
ANNE NURSEL CANBULUT: ADALET ADALET DEĞİLMİŞ
Anne Nursel Canbulut ise “Ben müebbet ceza almasını istiyordum. İndirim almasını istemiyordum lakin adalet adalet değilmiş. Ölenin öldüğü kaldı. Karşı tarafın ailesi seviniyor” dedi.
CİNAYETTEN 2 GÜN EVVEL “ÖLDÜRÜRSEM KAÇ YIL YATARIM” İLETİSİ
Gizem Canbulut’un ailesinin avukatı Elif Kübra Türkcan ise “Maalesef 8 Mart Dünya Bayanlar Günü’nde istediğimiz üzere bir karar alamadık. Haksız tahrik ve düzgün hal indirimleri uygulandı mahkemede. Lakin şunu da belirtmek isteriz ki Eren Yıldız, kelam konusu cinayeti işlemeden 2 gün evvel arkadaşına ‘Gizem’i öldürsem kaç yıl yatarım? kesin öldüreceğim’ üzere bildiriler attı ve bunlar evrakta bulunmasına rağmen hiç bir biçimde belgemiz tasarlama kastına sokulmadı. Bir bayan olarak bayanlar gününde bu biçimde bir kararla karşılaştığım için fazlaca üzgünüm. Umarım adalet yerini bulacak” diye konuştu.
Bucak Necati Topay Ticaret Meslek Lisesi’nde, tıpkı devir farklı sınıflarda tahsil görürken tanışan Gizem Canbulut ile Eren Yıldız, bir süre ilgi yaşadıktan daha sonra ayrıldı.
Argümana göre geçen yıl 17 Mart’ta Yıldız ile Canbulut, konuşmak üzere Yunus Emre Parkı’nda buluştu. Burada surların alt tarafında oturan Canbulut ile Yıldız içinde tartışma çıktı. Eren Yıldız, yanındaki bıçakla Gizem Canbulut’u boğazından bıçaklayıp meskenine gitti.
Polisi arayıp kendini ihbar eden Eren Yıldız, gelen grup tarafınca gözaltına alındı. Parka giden takımlar Gizem Canbulut’un cansız vücuduyla karşılaştı. Gizem Canbulut’un cenazesi, Bucak’ın Susuz köyü mezarlığında toprağa verilirken, Eren Yıldız ise tutuklandı.
Burdur Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına, hakkında ağırlaştırılmış ömür uzunluğu mahpus cezası istenen Eren Yıldız tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katıldı.
Duruşma salonunda ise Gizem Canbulut’un annesi Nursel, babası Hasan, ağabeyi İbrahim, kız kardeşi Begüm Canbulut, ablası Ayşeana Pişgin ile taraf avukatları ve Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı avukatı katıldı.
Gizem Canbulut’un ailesi, sanığın en ağır biçimde cezalandırılmasını istedi. Canbulut’un ailesinin avukatları da haksız tahrik indiriminin uygulanmamasını talelp etti.
Son kelamı sorulan Eren Yıldız, “Bu olaydan dolayı epey pişmanım, utanç duyuyorum. bu biçimde bir günde bu biçimde bir cürümden yargılanmaktan ayrıyeten utanç duyuyorum. Dışarıdayken yardımsever bir insandım. Türkiye’deki tüm bayanlara sesleniyorum, ben bu biçimde bir olayı bile bile yapmadım. Yalnızca cebimden bıçağı çıkardığımı ve Gizem’in yerde yattığını hatırlıyorum. Cezalandırılmamı istiyorum” dedi.
UYGUN HAL İNDİRİMİYLE AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBETTEN 20 YILA
Mahkeme heyeti, Eren Yıldız’ı evvel ağırlaştırılmış ömür uzunluğu mahpus cezasına çarptırdı. Heyet, haksız tahrik ve güzel hal indirimi uygulayarak Eren Yıldız’ı 20 yıl mahpus cezasına çarptırdı.
“KADINLAR GÜNÜNDE BİZE BİR DEFA DAHA VURULDU”
Duruşma daha sonrası konuşan baba Hasan Canbulut, “Sözün bittiği yer burası olmamalıydı. Türkiye’miz, insanlarımız, bir kişiyi öldürdüğü vakit ne kadar ceza alınacağını, öldürmenin ne kadar ceza olduğunu, öldürmenin kolay olmadığını, bir evladın kolay yetiştirilmediğini görmeliydi. 17 yaşına kadar ben güzel günde makus günde, soğukta sıcakta, her türlü açlığında susuzluğunda onları doyuracağım, susuzluğunu gidereceğim diye hayli uğraştım. 17 yaşından daha sonra bir tane cani gelsin benim kızımı öldürsün. Hak, adalet dediğimiz yere geldik. Bayanlar gününün olduğu günde bize bir kez daha vuruldu. Benim kızımı bir sefer daha öldürdüler. Kim öldürdü adalet öldürdü. Biz bunu beklemiyorduk. Öteki Gizemler, Ayşeler, Fatmalar, Mehmetler, Aliler ölmesin dedik” diye konuştu.
“BU CEZA ONLAR İÇİN SEVİNDİRİCİ OLDU”
Bir baba olarak ciğerinin yandığını anlatan Canbulut, şöyleki devam etti:
“O anı aklıma getiriyorum, gözlerimi kapadığım vakit, cinayetin işlendiği vakit kızım, o bıçak birinci saplandığı vakit ‘Anne’ mi dedi, ‘Baba’ mı dedi, nasıl çırpındı. ‘İmdat’ mı dedi ‘Kurtarın’ mı
dedi. Yani hiç düşünmeden bir kere vursaydı tahminen şu anda acısıyla uğraşıyordum, tahminen yarasıyla uğraşıyor olurdum. 8 kere bıçaklayarak canice öldürmenin nasıl hevesini tattın. Bir de ‘Ben pişmanım’ diyor. Bütün herkese söylüyorum pişmanlık bu değildir. Ya da şayet sahiden öldürecek olduğu kişi hatalıysa adalet var, hak var, hukuk var. Şikayetçi olursun. bu biçimde bir şeye müsaade verilmesin, adalet de bizi bu türlü vurmasın. Ben isterdim ki daha fazla ceza alsın. 20 yıl ceza bizim içimizi soğutan bir ceza olmadı. Bu onlar için yalnızca sevindirici bir ceza oldu. Ağır da olsa 20 yıl gelip süreksiz bir ceza. Ben isterdim ki 40-50 yıl, ebedi müebbet isterdim.”
ANNE NURSEL CANBULUT: ADALET ADALET DEĞİLMİŞ
Anne Nursel Canbulut ise “Ben müebbet ceza almasını istiyordum. İndirim almasını istemiyordum lakin adalet adalet değilmiş. Ölenin öldüğü kaldı. Karşı tarafın ailesi seviniyor” dedi.
CİNAYETTEN 2 GÜN EVVEL “ÖLDÜRÜRSEM KAÇ YIL YATARIM” İLETİSİ
Gizem Canbulut’un ailesinin avukatı Elif Kübra Türkcan ise “Maalesef 8 Mart Dünya Bayanlar Günü’nde istediğimiz üzere bir karar alamadık. Haksız tahrik ve düzgün hal indirimleri uygulandı mahkemede. Lakin şunu da belirtmek isteriz ki Eren Yıldız, kelam konusu cinayeti işlemeden 2 gün evvel arkadaşına ‘Gizem’i öldürsem kaç yıl yatarım? kesin öldüreceğim’ üzere bildiriler attı ve bunlar evrakta bulunmasına rağmen hiç bir biçimde belgemiz tasarlama kastına sokulmadı. Bir bayan olarak bayanlar gününde bu biçimde bir kararla karşılaştığım için fazlaca üzgünüm. Umarım adalet yerini bulacak” diye konuştu.