Deniz
New member
Gözlük Çerçevesini Sigorta Karşılar mı? Saçmalığın Böylesi!
Arkadaşlar, bu konuyu açarken samimi bir öfke taşıyorum. Çünkü herkesin cebini yakıp geçen bir mesele var: **gözlük çerçevesi**. Evet, basit bir çerçeve… Camı bile değil, sadece plastiği ya da metali. Ama iş sigortaya gelince, ne hikmetse çerçeve yokmuş gibi davranılıyor. Hani “sağlık hakkı” diyoruz ya, devlet veya özel sigortalar bu konuda sağlığı değil, cüzdanı gözetiyor gibi geliyor bana. Sahi sizce de sigortanın gözlük çerçevesini kapsam dışında bırakması düpedüz saçmalık değil mi?
Göz Sağlığı Sadece Camdan mı İbaret?
Sigortalar genelde gözlük camını belli limitlerle karşılıyor, ama çerçeveye gelince “o aksesuar, lüks, kişisel tercih” diyerek kenara çekiliyorlar. Yahu gözlüğü cama bantla mı takacağız? Camı yüzümüze mıhlayacak halimiz yok! Çerçeve olmadan camın hiçbir işlevi yok. İşin en sinir bozucu yanı, çerçeve olmadan gözlüğün tamamlanamayacağını bildikleri halde bunu kapsam dışı bırakmaları. Bir nevi alay ediyorlar: “Camı veriyoruz, çerçeveyi sen bul” der gibi.
Peki neden böyle? Gerçek sebep çok basit: **paradan kaçmak.** Sigortalar en ufak kalemi bile kapsam dışı bırakıp karlarını büyütmeye çalışıyor. Ama işin mağduru, göz sağlığı için mecburen gözlük takmak zorunda kalan biz oluyoruz.
Erkek Bakışı: Strateji ve Maliyet Hesabı
Biraz da olaya stratejik açıdan bakalım. Erkeklerin çoğu, sigortayı bir sistem olarak inceler. “Hangi poliçe neyi kapsıyor, maliyet hesabı nasıl işliyor?” gibi sorulara odaklanır. Buradan bakınca, çerçevenin kapsam dışında bırakılması tamamen finansal bir manevra. Sigorta şirketleri, “Halk zaten çerçeveyi kendi alıyor, bunu da ödemezsek zarar etmeyiz” mantığıyla hareket ediyor. Mantıklı mı? Belki şirket açısından evet. Ama tüketici açısından? Kocaman bir hayır.
Bu noktada stratejik bir öneri geliyor: Eğer sigortalar çerçeveyi karşılamıyorsa, o zaman devletin düzenleyici kurumları devreye girmeli. Tüketici hakkı diye bağırıp çağırıyoruz ama birisi de çıkıp sormuyor: “Neden cam var, çerçeve yok?”
Kadın Bakışı: Empati ve Günlük Hayat Gerçeği
Kadınlar ise daha empatik bir yerden yaklaşıyor: Çerçeve, sadece bir sağlık aracı değil, aynı zamanda insanın yüzünde taşıdığı bir aksesuar. Günlük hayatta kişinin özgüvenini, görünüşünü doğrudan etkiliyor. Uygun çerçeve seçmek, “lüks” değil; kişinin kendini iyi hissetmesi için zorunlu bir ihtiyaç. Hele ki çocukları gözlük takan anneleri düşünün. Çocuk çerçeveyi kırdı mı, sigorta “biz sadece camı ödüyoruz” deyip kenara çekiliyor. Yani işin yükü yine ailelerin sırtına bindiriliyor.
Bu noktada empatiyle soruyorum: Çocuğunuzun kırdığı gözlük çerçevesi “lüks” mü oluyor? İnsanların görme hakkı estetikten bağımsız mı olmalı?
Sigortaların Çelişkisi: Diş Kaplamayı Öde, Çerçeveyi Ödeme
Asıl ironiyi biliyor musunuz? Bazı sigortalar pahalı diş kaplamalarını kısmen de olsa karşılıyor. Estetik operasyonlarda bile limitli ödemeler yapan sigortalar var. Ama gözlük çerçevesine gelince “o senin kişisel tercihin” deyip kestirip atıyorlar. Oysa çerçevesiz cam diye bir şey olamaz. Bu mantıkla, arabaya lastik koymadan motoru teslim etmekle aynı şey.
Provokatif Sorular
* Sigorta şirketleri gözlük çerçevesini “lüks” sayıyorsa, peki neden saat ya da yüzük gibi gerçekten lüks şeyleri değil de sağlık aracını kapsam dışı bırakıyor?
* Devlet göz sağlığını “temel sağlık hakkı” olarak kabul ediyorsa, neden çerçeveyi sigortaya zorunlu kılmıyor?
* Çocuğu her yıl çerçeve kıran bir aileye “bu senin sorunun” demek adil mi?
* Camı ödeyip çerçeveyi ödememek, tüketiciyi kısmi bir sağlık hakkına mahkum etmek değil mi?
Çözüm Önerileri ve Gerçekçi Beklentiler
Çerçevenin sigorta kapsamına alınması için birkaç yol var:
1. **Devlet düzenlemesi:** SGK ve özel sigortalara çerçeveyi de kapsama zorunluluğu getirilmeli.
2. **Limitli destek:** Tamam, sigortalar pahalı markalı çerçeveyi karşılamasın ama en azından temel, standart bir çerçeve bedelini karşılasın.
3. **Ek poliçe seçeneği:** İsteyen tüketici, ek prim ödeyerek çerçeveyi kapsayan bir paket alabilsin.
Ama hiçbir şey yapmadan “çerçeve lüks” demek, tüketiciyle dalga geçmekten başka bir şey değil.
Son Söz: Göz Sağlığına Lüks Muamelesi Yapılmaz
Şunu açıkça söylüyorum: Gözlük çerçevesini sigorta kapsamına almamak, göz sağlığını “yarım” görmek demektir. Çerçevesiz gözlük olmaz, göz sağlığına çerçevesiz yaklaşılmaz. Bu konuda susarsak, yarın başka kalemleri de keserler. Bugün çerçeve, yarın lens solüsyonu, öbür gün belki göz muayenesinin kendisi…
O yüzden soruyorum: **Biz forumdaşlar olarak bu saçmalığa daha ne kadar sessiz kalacağız?**
Sizce çerçevenin kapsam dışında bırakılması gerçekten mantıklı mı, yoksa göz göre göre tüketici hakkının çiğnenmesi mi?
---
İstersen sana bu yazıyı biraz daha “alevlendirici” hale getirip forumda kavga kıvılcımı atacak şekilde güncelleyebilirim. İster misin daha provokatif bir versiyonunu hazırlayayım?
Arkadaşlar, bu konuyu açarken samimi bir öfke taşıyorum. Çünkü herkesin cebini yakıp geçen bir mesele var: **gözlük çerçevesi**. Evet, basit bir çerçeve… Camı bile değil, sadece plastiği ya da metali. Ama iş sigortaya gelince, ne hikmetse çerçeve yokmuş gibi davranılıyor. Hani “sağlık hakkı” diyoruz ya, devlet veya özel sigortalar bu konuda sağlığı değil, cüzdanı gözetiyor gibi geliyor bana. Sahi sizce de sigortanın gözlük çerçevesini kapsam dışında bırakması düpedüz saçmalık değil mi?
Göz Sağlığı Sadece Camdan mı İbaret?
Sigortalar genelde gözlük camını belli limitlerle karşılıyor, ama çerçeveye gelince “o aksesuar, lüks, kişisel tercih” diyerek kenara çekiliyorlar. Yahu gözlüğü cama bantla mı takacağız? Camı yüzümüze mıhlayacak halimiz yok! Çerçeve olmadan camın hiçbir işlevi yok. İşin en sinir bozucu yanı, çerçeve olmadan gözlüğün tamamlanamayacağını bildikleri halde bunu kapsam dışı bırakmaları. Bir nevi alay ediyorlar: “Camı veriyoruz, çerçeveyi sen bul” der gibi.
Peki neden böyle? Gerçek sebep çok basit: **paradan kaçmak.** Sigortalar en ufak kalemi bile kapsam dışı bırakıp karlarını büyütmeye çalışıyor. Ama işin mağduru, göz sağlığı için mecburen gözlük takmak zorunda kalan biz oluyoruz.
Erkek Bakışı: Strateji ve Maliyet Hesabı
Biraz da olaya stratejik açıdan bakalım. Erkeklerin çoğu, sigortayı bir sistem olarak inceler. “Hangi poliçe neyi kapsıyor, maliyet hesabı nasıl işliyor?” gibi sorulara odaklanır. Buradan bakınca, çerçevenin kapsam dışında bırakılması tamamen finansal bir manevra. Sigorta şirketleri, “Halk zaten çerçeveyi kendi alıyor, bunu da ödemezsek zarar etmeyiz” mantığıyla hareket ediyor. Mantıklı mı? Belki şirket açısından evet. Ama tüketici açısından? Kocaman bir hayır.
Bu noktada stratejik bir öneri geliyor: Eğer sigortalar çerçeveyi karşılamıyorsa, o zaman devletin düzenleyici kurumları devreye girmeli. Tüketici hakkı diye bağırıp çağırıyoruz ama birisi de çıkıp sormuyor: “Neden cam var, çerçeve yok?”
Kadın Bakışı: Empati ve Günlük Hayat Gerçeği
Kadınlar ise daha empatik bir yerden yaklaşıyor: Çerçeve, sadece bir sağlık aracı değil, aynı zamanda insanın yüzünde taşıdığı bir aksesuar. Günlük hayatta kişinin özgüvenini, görünüşünü doğrudan etkiliyor. Uygun çerçeve seçmek, “lüks” değil; kişinin kendini iyi hissetmesi için zorunlu bir ihtiyaç. Hele ki çocukları gözlük takan anneleri düşünün. Çocuk çerçeveyi kırdı mı, sigorta “biz sadece camı ödüyoruz” deyip kenara çekiliyor. Yani işin yükü yine ailelerin sırtına bindiriliyor.
Bu noktada empatiyle soruyorum: Çocuğunuzun kırdığı gözlük çerçevesi “lüks” mü oluyor? İnsanların görme hakkı estetikten bağımsız mı olmalı?
Sigortaların Çelişkisi: Diş Kaplamayı Öde, Çerçeveyi Ödeme
Asıl ironiyi biliyor musunuz? Bazı sigortalar pahalı diş kaplamalarını kısmen de olsa karşılıyor. Estetik operasyonlarda bile limitli ödemeler yapan sigortalar var. Ama gözlük çerçevesine gelince “o senin kişisel tercihin” deyip kestirip atıyorlar. Oysa çerçevesiz cam diye bir şey olamaz. Bu mantıkla, arabaya lastik koymadan motoru teslim etmekle aynı şey.
Provokatif Sorular
* Sigorta şirketleri gözlük çerçevesini “lüks” sayıyorsa, peki neden saat ya da yüzük gibi gerçekten lüks şeyleri değil de sağlık aracını kapsam dışı bırakıyor?
* Devlet göz sağlığını “temel sağlık hakkı” olarak kabul ediyorsa, neden çerçeveyi sigortaya zorunlu kılmıyor?
* Çocuğu her yıl çerçeve kıran bir aileye “bu senin sorunun” demek adil mi?
* Camı ödeyip çerçeveyi ödememek, tüketiciyi kısmi bir sağlık hakkına mahkum etmek değil mi?
Çözüm Önerileri ve Gerçekçi Beklentiler
Çerçevenin sigorta kapsamına alınması için birkaç yol var:
1. **Devlet düzenlemesi:** SGK ve özel sigortalara çerçeveyi de kapsama zorunluluğu getirilmeli.
2. **Limitli destek:** Tamam, sigortalar pahalı markalı çerçeveyi karşılamasın ama en azından temel, standart bir çerçeve bedelini karşılasın.
3. **Ek poliçe seçeneği:** İsteyen tüketici, ek prim ödeyerek çerçeveyi kapsayan bir paket alabilsin.
Ama hiçbir şey yapmadan “çerçeve lüks” demek, tüketiciyle dalga geçmekten başka bir şey değil.
Son Söz: Göz Sağlığına Lüks Muamelesi Yapılmaz
Şunu açıkça söylüyorum: Gözlük çerçevesini sigorta kapsamına almamak, göz sağlığını “yarım” görmek demektir. Çerçevesiz gözlük olmaz, göz sağlığına çerçevesiz yaklaşılmaz. Bu konuda susarsak, yarın başka kalemleri de keserler. Bugün çerçeve, yarın lens solüsyonu, öbür gün belki göz muayenesinin kendisi…
O yüzden soruyorum: **Biz forumdaşlar olarak bu saçmalığa daha ne kadar sessiz kalacağız?**
Sizce çerçevenin kapsam dışında bırakılması gerçekten mantıklı mı, yoksa göz göre göre tüketici hakkının çiğnenmesi mi?
---
İstersen sana bu yazıyı biraz daha “alevlendirici” hale getirip forumda kavga kıvılcımı atacak şekilde güncelleyebilirim. İster misin daha provokatif bir versiyonunu hazırlayayım?