Ece
New member
Literatür Ne Demek? Kelimenin Gücünü Anlamak Üzerine Eğlenceli Bir Bakış
Giriş: “Literatür” Kelimesi, Sonunda Ne Oluyor?
Hadi gelin, bir kelimenin etimolojik anlamını tartışalım, ama bu defa "literatür" gibi hayatımızın tam ortasında bulunan, ancak bazen hangi deli gömleğiyle ilişkilendirileceğini bilemediğimiz bir kelime üzerinden! Evet, "literatür" dedik, o meşhur, bazen gözümüzde büyüyen, bazen de tüm kitaplıklarımızı istila eden kelime.
Peki, literatür ne demek? Öğrenciler için sanki bir ders kitabının arka sayfasında her zaman bekleyen bir canavarmış gibi, araştırmacılar için ise deli gibi kaynak taramanın ve not almanın adıymış gibi durur. Ama aslında, "literatür" demek, temelde belirli bir konu hakkında yazılmış olan tüm yazılı materyallerin toplamı demektir. Evet, hepsi! Kitaplar, makaleler, dergiler, eski gazete kupürleri… Hatta bazen, annemizin ‘eskilerden’ bildiği bir şey de literatüre dahil olabilir.
Gel, şimdi birlikte bu kelimeye yakından bakalım ve nasıl çalıştığını biraz daha eğlenceli bir açıdan keşfedelim.
Literatür Ne Demek? Gelin Anlayalım!
Çok basit bir örnekle başlayalım. Diyelim ki elinizde bir araştırma var: "Kedilerin Tüy Dökme Davranışı." O zaman ilk işiniz literatüre göz atmak olacaktır. Çünkü "literatür", bu konu hakkında daha önce yapılmış tüm çalışmaların, araştırmaların, yazılı kaynakların toplamıdır. Hani kedilerin tüy dökme mevzusunu ilk kez ele almıyorsunuz, değil mi? Mutlaka birileri bu konuda daha önce bir şeyler yazmıştır. O yazılara ve araştırmalara "literatür" diyoruz.
Erkekler genelde “literatür taraması” denildiğinde ilk akıllarına gelen şey, bilimsel dergilerdeki sayısal veriler ve analitik bir çözümleme süreci oluyor. Çözüm odaklı yaklaşan bir erkek, elindeki verileri dikkatlice inceleyip doğru çözümü bulmaya çalışacaktır. Örneğin, bir araştırmacı olarak “kedilerin tüy dökme davranışı” üzerine yapılan literatür taraması, mevcut teorilerin ve sonuçların matematiksel olarak değerlendirilmesini gerektirir.
Fakat, kadınların bakış açısı da farklı olabilir. Bir kadın, literatür taraması yaparken kedilerin tüy dökme davranışının toplumsal ve duygusal boyutlarını anlamak isteyebilir. Mesela, tüy döken bir kedinin ev sahipleriyle olan duygusal bağını, bakımın psikolojik etkilerini, veya kedilerin ruh halinin tüy dökme ile nasıl ilişkilendirildiğini sorgulamak oldukça doğal bir yaklaşım olurdu. Bu, empatik ve ilişki odaklı bir bakış açısıdır.
Literatürün Sadece Bir "Kitaplık" Olmadığını Gösterelim
Bazen literatür terimi, bizde yanlış bir çağrışım yaratabilir. Çünkü kelimeyi duyduğumuzda, kafamızda sadece bilimsel makaleler ve eski kitaplardan oluşan devasa bir kütüphane canlanır. Ancak gerçekte, literatür sadece yazılı metinlerden ibaret değildir.
Düşünün, bir yazılım geliştiricisi de kendi alanında bir literatüre sahiptir. Yazılım dillerinin, algoritmaların ve kodlama yöntemlerinin evrimi üzerine yazılmış her şey bir literatürdür. Hatta sosyal medya fenomeni bir influencer, “stil geliştirme” üzerine yazılmış her türlü blog yazısını ve video içeriğini de kendi literatürü olarak kabul edebilir. Yani literatür, yalnızca akademik bir kavram değil, çeşitli alanlarda derinlemesine bilgi edinmek için kullanılan bir kaynak topluluğudur.
Erkekler için burada veri ve çözüm odaklı bir düşünce devreye girer: Nasıl ki yazılım geliştiricisi bir sorunu çözmek için literatür taraması yapıyorsa, akademisyenler de araştırmalarını bu şekilde şekillendirir. Literatür, işte böyle bir araçtır, farklı problemlerin çözülmesine yardımcı olacak bilgiye ulaşmanın yoludur.
Kadınların bu konuyu empatik bir biçimde ele alabileceğini de düşünmek gerek. Literatür, aslında bir topluluğun düşünsel mirasını oluşturur ve bireylerin bu mirasa kattığı değer de ilişki odaklıdır. Bir blog yazarı, kendi deneyimlerini literatüre eklerken, aynı zamanda başkalarına da bir empati ve bağlantı kurma fırsatı sunar. Kadınlar, burada "literatür"ü yalnızca bir bilgi birikimi olarak değil, aynı zamanda bir bağ kurma, paylaşma ve topluluk yaratma süreci olarak görme eğiliminde olabilirler.
Literatür Taraması Yaparken Karşınıza Çıkacak Durumlar
İşte gerçek hayat literatür taraması senaryoları! Bugün, bir araştırmacı olarak literatür taraması yapmaya başladığınızda sizi neler bekler?
1. Klasik Çaydanlık Modu: Başladınız, ilk birkaç kaynakla ilgilenmeye başladınız. Şu an ne kadar da bilgiye doymuş hissediyorsunuz! Ama ne oldu? Bir bakıyorsunuz ki saatler geçiyor ve okudukça okumak istiyorsunuz. Kendinizi çaydanlık gibi hissediyorsunuz; bir şeyler öğreniyorsunuz ama durmaksızın yeni bilgilerle dolduruluyorsunuz. Erkeklerin stratejik yaklaşımıyla, bir plan dahilinde ilerlemek için tıpkı bir yazılım hatasını çözmeye çalışır gibi, derinlemesine araştırmaya devam ediyorsunuz.
2. Bambaşka Bir Bakış Açısı: Bir kadın, literatür taraması yaparken tam tersine her kaynakta insani yönleri bulur. Yani, ilk başta tüy döken kedileri incelerken, bir bakarsınız kedilerin bakımını ele alan toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, kadınların evdeki bakıcı rolü üzerine bir makale okuyor! Bu literatür taraması, çok daha geniş bir bakış açısı geliştirmeyi sağlar. İlişkiler, duygular, bağlar ve toplumsal yapılar da literatürün bir parçasıdır.
3. Okul Projesi Stresi: Diyelim ki bir öğrencisiniz ve öğretmeniniz, “Literatür taramanızı yapın!” dedi. Kafanız karışmış durumda. Kitaplar ve makaleler, başka araştırmalar, bunları nasıl organize edeceksiniz? Sonunda, “Google Scholar”a girip bir çay içmeye karar verdiniz ve saatlerce kaybolduğunuzu fark ettiniz. Burada, erkeklerin daha analitik ve çözüm odaklı bakış açıları, sizi tek bir hedefe yönlendirirken, kadınlar farklı kaynaklardan daha çok ilham alabilir.
Sonuç: Literatür, Bilgi Mi? Bağlantı mı?
Sonuç olarak, literatür sadece bir bilgi deposu değil, aynı zamanda farklı perspektiflerin, stratejilerin ve toplumsal ilişkilerin kesişim noktasıdır. Erkekler, çözüm odaklı yaklaşımlarında verileri çözümlemek için literatürü kullanırken, kadınlar empatik bir şekilde, her bir kaynağın arkasındaki insan hikayesine ve ilişkiye odaklanabilir. Literatür, bazen yalnızca bilgilere ulaşmak değil, aynı zamanda bir kültürün, bir topluluğun derinliklerine inmektir.
Sizce literatür taraması yaparken, bilgiye ulaşma konusunda daha fazla önem verdiğimiz şey ne olmalı? Veriye mi, yoksa o verilerin arkasındaki insan hikayelerine mi?
Giriş: “Literatür” Kelimesi, Sonunda Ne Oluyor?
Hadi gelin, bir kelimenin etimolojik anlamını tartışalım, ama bu defa "literatür" gibi hayatımızın tam ortasında bulunan, ancak bazen hangi deli gömleğiyle ilişkilendirileceğini bilemediğimiz bir kelime üzerinden! Evet, "literatür" dedik, o meşhur, bazen gözümüzde büyüyen, bazen de tüm kitaplıklarımızı istila eden kelime.
Peki, literatür ne demek? Öğrenciler için sanki bir ders kitabının arka sayfasında her zaman bekleyen bir canavarmış gibi, araştırmacılar için ise deli gibi kaynak taramanın ve not almanın adıymış gibi durur. Ama aslında, "literatür" demek, temelde belirli bir konu hakkında yazılmış olan tüm yazılı materyallerin toplamı demektir. Evet, hepsi! Kitaplar, makaleler, dergiler, eski gazete kupürleri… Hatta bazen, annemizin ‘eskilerden’ bildiği bir şey de literatüre dahil olabilir.
Gel, şimdi birlikte bu kelimeye yakından bakalım ve nasıl çalıştığını biraz daha eğlenceli bir açıdan keşfedelim.
Literatür Ne Demek? Gelin Anlayalım!
Çok basit bir örnekle başlayalım. Diyelim ki elinizde bir araştırma var: "Kedilerin Tüy Dökme Davranışı." O zaman ilk işiniz literatüre göz atmak olacaktır. Çünkü "literatür", bu konu hakkında daha önce yapılmış tüm çalışmaların, araştırmaların, yazılı kaynakların toplamıdır. Hani kedilerin tüy dökme mevzusunu ilk kez ele almıyorsunuz, değil mi? Mutlaka birileri bu konuda daha önce bir şeyler yazmıştır. O yazılara ve araştırmalara "literatür" diyoruz.
Erkekler genelde “literatür taraması” denildiğinde ilk akıllarına gelen şey, bilimsel dergilerdeki sayısal veriler ve analitik bir çözümleme süreci oluyor. Çözüm odaklı yaklaşan bir erkek, elindeki verileri dikkatlice inceleyip doğru çözümü bulmaya çalışacaktır. Örneğin, bir araştırmacı olarak “kedilerin tüy dökme davranışı” üzerine yapılan literatür taraması, mevcut teorilerin ve sonuçların matematiksel olarak değerlendirilmesini gerektirir.
Fakat, kadınların bakış açısı da farklı olabilir. Bir kadın, literatür taraması yaparken kedilerin tüy dökme davranışının toplumsal ve duygusal boyutlarını anlamak isteyebilir. Mesela, tüy döken bir kedinin ev sahipleriyle olan duygusal bağını, bakımın psikolojik etkilerini, veya kedilerin ruh halinin tüy dökme ile nasıl ilişkilendirildiğini sorgulamak oldukça doğal bir yaklaşım olurdu. Bu, empatik ve ilişki odaklı bir bakış açısıdır.
Literatürün Sadece Bir "Kitaplık" Olmadığını Gösterelim
Bazen literatür terimi, bizde yanlış bir çağrışım yaratabilir. Çünkü kelimeyi duyduğumuzda, kafamızda sadece bilimsel makaleler ve eski kitaplardan oluşan devasa bir kütüphane canlanır. Ancak gerçekte, literatür sadece yazılı metinlerden ibaret değildir.
Düşünün, bir yazılım geliştiricisi de kendi alanında bir literatüre sahiptir. Yazılım dillerinin, algoritmaların ve kodlama yöntemlerinin evrimi üzerine yazılmış her şey bir literatürdür. Hatta sosyal medya fenomeni bir influencer, “stil geliştirme” üzerine yazılmış her türlü blog yazısını ve video içeriğini de kendi literatürü olarak kabul edebilir. Yani literatür, yalnızca akademik bir kavram değil, çeşitli alanlarda derinlemesine bilgi edinmek için kullanılan bir kaynak topluluğudur.
Erkekler için burada veri ve çözüm odaklı bir düşünce devreye girer: Nasıl ki yazılım geliştiricisi bir sorunu çözmek için literatür taraması yapıyorsa, akademisyenler de araştırmalarını bu şekilde şekillendirir. Literatür, işte böyle bir araçtır, farklı problemlerin çözülmesine yardımcı olacak bilgiye ulaşmanın yoludur.
Kadınların bu konuyu empatik bir biçimde ele alabileceğini de düşünmek gerek. Literatür, aslında bir topluluğun düşünsel mirasını oluşturur ve bireylerin bu mirasa kattığı değer de ilişki odaklıdır. Bir blog yazarı, kendi deneyimlerini literatüre eklerken, aynı zamanda başkalarına da bir empati ve bağlantı kurma fırsatı sunar. Kadınlar, burada "literatür"ü yalnızca bir bilgi birikimi olarak değil, aynı zamanda bir bağ kurma, paylaşma ve topluluk yaratma süreci olarak görme eğiliminde olabilirler.
Literatür Taraması Yaparken Karşınıza Çıkacak Durumlar
İşte gerçek hayat literatür taraması senaryoları! Bugün, bir araştırmacı olarak literatür taraması yapmaya başladığınızda sizi neler bekler?
1. Klasik Çaydanlık Modu: Başladınız, ilk birkaç kaynakla ilgilenmeye başladınız. Şu an ne kadar da bilgiye doymuş hissediyorsunuz! Ama ne oldu? Bir bakıyorsunuz ki saatler geçiyor ve okudukça okumak istiyorsunuz. Kendinizi çaydanlık gibi hissediyorsunuz; bir şeyler öğreniyorsunuz ama durmaksızın yeni bilgilerle dolduruluyorsunuz. Erkeklerin stratejik yaklaşımıyla, bir plan dahilinde ilerlemek için tıpkı bir yazılım hatasını çözmeye çalışır gibi, derinlemesine araştırmaya devam ediyorsunuz.
2. Bambaşka Bir Bakış Açısı: Bir kadın, literatür taraması yaparken tam tersine her kaynakta insani yönleri bulur. Yani, ilk başta tüy döken kedileri incelerken, bir bakarsınız kedilerin bakımını ele alan toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, kadınların evdeki bakıcı rolü üzerine bir makale okuyor! Bu literatür taraması, çok daha geniş bir bakış açısı geliştirmeyi sağlar. İlişkiler, duygular, bağlar ve toplumsal yapılar da literatürün bir parçasıdır.
3. Okul Projesi Stresi: Diyelim ki bir öğrencisiniz ve öğretmeniniz, “Literatür taramanızı yapın!” dedi. Kafanız karışmış durumda. Kitaplar ve makaleler, başka araştırmalar, bunları nasıl organize edeceksiniz? Sonunda, “Google Scholar”a girip bir çay içmeye karar verdiniz ve saatlerce kaybolduğunuzu fark ettiniz. Burada, erkeklerin daha analitik ve çözüm odaklı bakış açıları, sizi tek bir hedefe yönlendirirken, kadınlar farklı kaynaklardan daha çok ilham alabilir.
Sonuç: Literatür, Bilgi Mi? Bağlantı mı?
Sonuç olarak, literatür sadece bir bilgi deposu değil, aynı zamanda farklı perspektiflerin, stratejilerin ve toplumsal ilişkilerin kesişim noktasıdır. Erkekler, çözüm odaklı yaklaşımlarında verileri çözümlemek için literatürü kullanırken, kadınlar empatik bir şekilde, her bir kaynağın arkasındaki insan hikayesine ve ilişkiye odaklanabilir. Literatür, bazen yalnızca bilgilere ulaşmak değil, aynı zamanda bir kültürün, bir topluluğun derinliklerine inmektir.
Sizce literatür taraması yaparken, bilgiye ulaşma konusunda daha fazla önem verdiğimiz şey ne olmalı? Veriye mi, yoksa o verilerin arkasındaki insan hikayelerine mi?