RAM
New member
Sağlık-Sen’den tam gün iş bırakma hareketi
Sıhhat ve Toplumsal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen), bugün Ankara Kent Hastanesi’nde, doktorlar dışındaki sıhhat çalışanlarının yapılan artırımın haricinde tutulmasını protesto etti. İş bırakma aksiyonu yapan Sağlık-Sen üyeleri, perşembe günü de iş bırakma aksiyonu yapacaklarını belirtti.
Dünya’nın AN KA’dan aktardığına nazaran Sağlık-Sen Ankara 2 No’lu Şubesi’nin, Ankara Bakanlık Şubesi’nin, Ankara Üniversiteler Şubesi’nin, Ankara 6 No’lu Şubesi’nin ve Aile ve Toplumsal Hizmetler Şubesi’nin katıldığı harekette, “Sağlıkçılar her yerde, artırım nerede?”, “Zam yapın fakat ayrım yapmayın”, “Sağlıkçılar gülerse Türkiye güler” üzere sloganlar atıldı.
Sağlık-Sen Ankara 2 No’lu Şube Lideri Erdal Bolatçı’nın yaptığı basın açıklaması özetle şöyleki:
“Geçen hafta çarşamba günü gündeme bir haber düştü. Hükümet, doktorların fiyatlarında 2 bin 500 ile 5 bin TL aralığında bir Düzgünleştirme yapacağını deklere etti. Ülkenin ortasında bulunduğu ekonomik şartlar dikkate alındığında, yapılacak olan güzelleştirme herkes tarafınca memnuniyetle karşılandı. Hayat her açıdan ateş değeri. İşte bu biçimde bir ortamda yalnızca doktorlara yönelik bir düzgünleştirme yapılacağı belirtildi. Öncelikli olarak şu hususa açıklama getirmek istiyorum. Doktorlar ismine yapılan düzenleme yerinde bir düzenlemedir. ötürüsıyla sonuna kadar destekliyoruz. Hatta hayli geç kalmış bir düzenlemedir diyoruz.
Performanstan kaynaklanan fiyat adaletsizliğinin yaratmış olduğu tahribat her platformda bizatihi Sağlık-Sen tarafınca lisana getirildi. Tüm bu ayrıntıların kamuoyuna açık bulunmasına karşın Sağlık-Sen üzerinden bir algı operasyonu yapılmasını asla hakikat bulmuyoruz. Algı operasyonu, Sağlık-Sen’in haklı uğraşına gölge düşürmekten öteki bir mana söz etmiyor. Tabibinden hemşiresine, teknikerinden memuruna sıhhat çalışanlarının tümünü kapsamayan bir düzenleme kadüktür. hiç bir sıhhat çalışanı bu düzenlemenin haricinde tutulmamalıdır. Bu büyük bir haksızlıktır. Bizim reaksiyonumuz bunadır ve bu reaksiyon haklı bir yansıdır. Yalnızca Sıhhat Bakanlığı çalışanları değil hem de üniversite hastanesinde çalışan öğretim üyeleri, araştırma bakılırsavlileri, aile hekimliği çalışanları da bu düzenlemenin haricinde tutulmuştur. Açıkçası bu durum sıhhat çalışanları içerisinde epeyce büyük bir infiale yol açmıştır.
‘Zam üzerinden ayrımcılık yapılmasına karşıyız’
Yetkili sendika olarak, biz artırım yapılmasına asla karşı değiliz, olamayız da. Artırıma karşı olmamız, sendikal kimliğimizi ve çabamızı inkâr manasına gelir. Biz artırım üzerinden ayrımcılık yapılmasına karşıyız. Can kurtarmak için can vermekten çekinmeyen sıhhat çalışanlarının fedakarlıklarının, uğraşlarının, çabalarının görmezden gelinmesine karşıyız. Sıhhat çalışanları bu berbatlığı hak etmiyor. Sıhhat sisteminin bu ve gibisi kötülüklerle, haksızlıklarla ayakta durması mümkün değildir. Her bir branştaki, her bir ünitedeki sıhhat işçisi, sıhhat hizmet zincirinin bir halkasını temsil ediyor. Zincirin bir halkasını yok sayarsanız, tamamını yok saymış olursunuz. Zincirin bir halkasını kırarsanız, tamamını incitmiş olursunuz. Zincirin bir halkasını görmezden gelirseniz, tamamını görmezden gelmiş olursunuz. Artırım konusunda geçen hafta yapılan açıklamalarla tam da bu durum ortaya konmuştur. Üstelik en yetkililerin ağzından. Hakikaten de fazlaca ıstırap verici bir durum. Geçen hafta, sıhhatin bir grup işi olduğu, sıhhat çalışanlarının da bir bütün olduğu, göz aradı edilmiştir.
Çok şükür Sağlık-Sen teşkilatının onurlu duruşu, genel merkez idaremizin epey istikametli teşebbüsleri ve ülke sathındaki sıhhat çalışanlarının feryadı sonucunda siyasi irade, eksikliğin farkına varmış görünüyor. Açıklamalara bakacak olursak artırım konusu, bütçe görüşmeleri sonucunda yine Meclis gündemine gelecek. Buradan siyasi iradeye sesleniyoruz; Meclis’ten, yüz binlerce sıhhat çalışanının üvey evlat olmadığını gösteren kapsamlı ve adil bir artırım karar bekliyoruz. Karşıtı bir uygulama, sıhhat çalışanlarını meslekten soğutacağı üzere, sıhhat sistemini de önemli ölçüde yaralar.
‘Perşembe günü de iş bırakıyoruz’
Yüz binlerce sıhhat çalışanının takdirini kazanmanın yolu belirli; hak ve hakkaniyet ölçüsünde, bir kısmına değil, tamamına artırım yapmaktır. 1 milyon sıhhat çalışanının bir kısmına artırım yapıp, geri kalanını yok saymak; çalışma barışını baltalamaktan, sıhhat çalışanlarını kutuplaştırmaktan öbür bir mana tabir etmez. Hele tüm bunlar, sıhhat çalışanlarını en uygun anlaması gereken Sıhhat Bakanlığı tarafınca yapılıyorsa bu epeyce daha vahim bir durum. Sağlık-Sen olarak, bu vahamete ‘dur’ demek için bugün olduğu üzere perşembe günü de iş bırakıyoruz. Yalnızca kendi vilayetimizde değil, tüm Türkiye’de şubelerimizle, genel merkezlerimizle iş bırakıyoruz. Tüm sıhhat çalışanlarını bizlere takviye olmaya davet ediyoruz. Sağlık-Sen olarak, sıhhat çalışanlarını yok sayan bir yanlışa imza atılmaması için var gücümüzle uğraş etmeye kararlıyız.”
Haber Sitelerinden Alıntıdır.
Sıhhat ve Toplumsal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen), bugün Ankara Kent Hastanesi’nde, doktorlar dışındaki sıhhat çalışanlarının yapılan artırımın haricinde tutulmasını protesto etti. İş bırakma aksiyonu yapan Sağlık-Sen üyeleri, perşembe günü de iş bırakma aksiyonu yapacaklarını belirtti.
Dünya’nın AN KA’dan aktardığına nazaran Sağlık-Sen Ankara 2 No’lu Şubesi’nin, Ankara Bakanlık Şubesi’nin, Ankara Üniversiteler Şubesi’nin, Ankara 6 No’lu Şubesi’nin ve Aile ve Toplumsal Hizmetler Şubesi’nin katıldığı harekette, “Sağlıkçılar her yerde, artırım nerede?”, “Zam yapın fakat ayrım yapmayın”, “Sağlıkçılar gülerse Türkiye güler” üzere sloganlar atıldı.
Sağlık-Sen Ankara 2 No’lu Şube Lideri Erdal Bolatçı’nın yaptığı basın açıklaması özetle şöyleki:
“Geçen hafta çarşamba günü gündeme bir haber düştü. Hükümet, doktorların fiyatlarında 2 bin 500 ile 5 bin TL aralığında bir Düzgünleştirme yapacağını deklere etti. Ülkenin ortasında bulunduğu ekonomik şartlar dikkate alındığında, yapılacak olan güzelleştirme herkes tarafınca memnuniyetle karşılandı. Hayat her açıdan ateş değeri. İşte bu biçimde bir ortamda yalnızca doktorlara yönelik bir düzgünleştirme yapılacağı belirtildi. Öncelikli olarak şu hususa açıklama getirmek istiyorum. Doktorlar ismine yapılan düzenleme yerinde bir düzenlemedir. ötürüsıyla sonuna kadar destekliyoruz. Hatta hayli geç kalmış bir düzenlemedir diyoruz.
Performanstan kaynaklanan fiyat adaletsizliğinin yaratmış olduğu tahribat her platformda bizatihi Sağlık-Sen tarafınca lisana getirildi. Tüm bu ayrıntıların kamuoyuna açık bulunmasına karşın Sağlık-Sen üzerinden bir algı operasyonu yapılmasını asla hakikat bulmuyoruz. Algı operasyonu, Sağlık-Sen’in haklı uğraşına gölge düşürmekten öteki bir mana söz etmiyor. Tabibinden hemşiresine, teknikerinden memuruna sıhhat çalışanlarının tümünü kapsamayan bir düzenleme kadüktür. hiç bir sıhhat çalışanı bu düzenlemenin haricinde tutulmamalıdır. Bu büyük bir haksızlıktır. Bizim reaksiyonumuz bunadır ve bu reaksiyon haklı bir yansıdır. Yalnızca Sıhhat Bakanlığı çalışanları değil hem de üniversite hastanesinde çalışan öğretim üyeleri, araştırma bakılırsavlileri, aile hekimliği çalışanları da bu düzenlemenin haricinde tutulmuştur. Açıkçası bu durum sıhhat çalışanları içerisinde epeyce büyük bir infiale yol açmıştır.
‘Zam üzerinden ayrımcılık yapılmasına karşıyız’
Yetkili sendika olarak, biz artırım yapılmasına asla karşı değiliz, olamayız da. Artırıma karşı olmamız, sendikal kimliğimizi ve çabamızı inkâr manasına gelir. Biz artırım üzerinden ayrımcılık yapılmasına karşıyız. Can kurtarmak için can vermekten çekinmeyen sıhhat çalışanlarının fedakarlıklarının, uğraşlarının, çabalarının görmezden gelinmesine karşıyız. Sıhhat çalışanları bu berbatlığı hak etmiyor. Sıhhat sisteminin bu ve gibisi kötülüklerle, haksızlıklarla ayakta durması mümkün değildir. Her bir branştaki, her bir ünitedeki sıhhat işçisi, sıhhat hizmet zincirinin bir halkasını temsil ediyor. Zincirin bir halkasını yok sayarsanız, tamamını yok saymış olursunuz. Zincirin bir halkasını kırarsanız, tamamını incitmiş olursunuz. Zincirin bir halkasını görmezden gelirseniz, tamamını görmezden gelmiş olursunuz. Artırım konusunda geçen hafta yapılan açıklamalarla tam da bu durum ortaya konmuştur. Üstelik en yetkililerin ağzından. Hakikaten de fazlaca ıstırap verici bir durum. Geçen hafta, sıhhatin bir grup işi olduğu, sıhhat çalışanlarının da bir bütün olduğu, göz aradı edilmiştir.
Çok şükür Sağlık-Sen teşkilatının onurlu duruşu, genel merkez idaremizin epey istikametli teşebbüsleri ve ülke sathındaki sıhhat çalışanlarının feryadı sonucunda siyasi irade, eksikliğin farkına varmış görünüyor. Açıklamalara bakacak olursak artırım konusu, bütçe görüşmeleri sonucunda yine Meclis gündemine gelecek. Buradan siyasi iradeye sesleniyoruz; Meclis’ten, yüz binlerce sıhhat çalışanının üvey evlat olmadığını gösteren kapsamlı ve adil bir artırım karar bekliyoruz. Karşıtı bir uygulama, sıhhat çalışanlarını meslekten soğutacağı üzere, sıhhat sistemini de önemli ölçüde yaralar.
‘Perşembe günü de iş bırakıyoruz’
Yüz binlerce sıhhat çalışanının takdirini kazanmanın yolu belirli; hak ve hakkaniyet ölçüsünde, bir kısmına değil, tamamına artırım yapmaktır. 1 milyon sıhhat çalışanının bir kısmına artırım yapıp, geri kalanını yok saymak; çalışma barışını baltalamaktan, sıhhat çalışanlarını kutuplaştırmaktan öbür bir mana tabir etmez. Hele tüm bunlar, sıhhat çalışanlarını en uygun anlaması gereken Sıhhat Bakanlığı tarafınca yapılıyorsa bu epeyce daha vahim bir durum. Sağlık-Sen olarak, bu vahamete ‘dur’ demek için bugün olduğu üzere perşembe günü de iş bırakıyoruz. Yalnızca kendi vilayetimizde değil, tüm Türkiye’de şubelerimizle, genel merkezlerimizle iş bırakıyoruz. Tüm sıhhat çalışanlarını bizlere takviye olmaya davet ediyoruz. Sağlık-Sen olarak, sıhhat çalışanlarını yok sayan bir yanlışa imza atılmaması için var gücümüzle uğraş etmeye kararlıyız.”
Haber Sitelerinden Alıntıdır.