Susuz ne zaman ilçe oldu ?

Deniz

New member
Susuz Ne Zaman İlçe Oldu? Peki Ya Biz Ne Zaman Eşit Olduk?

Selam forumdaşlar,

Bugün sizlerle “Susuz ne zaman ilçe oldu?” sorusunu konuşalım diyorum ama biraz farklı bir açıdan. Çünkü bazı konular vardır ya, sadece bir tarih ya da bilgi değildir; bir toplumun dönüşüm hikâyesidir.

Evet, Susuz’un 1953 yılında ilçe olduğunu biliyoruz ama gelin bu tarihi, sadece idari bir karar olarak değil, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adaletin aynasında birlikte düşünelim.

Belki de asıl soru şu:

Susuz ilçe olurken, kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar o dönüşümde neredeydi?

Ve o günlerden bu günlere, biz toplumsal olarak ne kadar “ilçe” olduk, ne kadar “bütünleştik”?

---

Bir İlçenin Doğuşu: Kağıt Üstünde Değil, Toplumun Kalbinde

Her ilçe, doğduğu anda sadece bir idari birim değil, bir kimlik beyanıdır.

Susuz da bu anlamda sadece bir harita noktası değil; topluluk olmanın, dayanışmanın, farklılıklarla bir arada yaşamanın da hikâyesidir.

Düşünün: 1950’lerin Türkiye’si… Kadınların kamusal alanda sesi yeni yeni duyuluyor, eğitim hâlâ erkek ağırlıklı bir alan.

O dönemde Susuz’un ilçe olması, sadece yolların, binaların, kaymakamlığın gelmesi değil; aynı zamanda kadınların da görünür olmaya başladığı bir dönemin kapısıydı.

Ama şunu da sormak lazım:

Toplumun yarısını oluşturan kadınlar o ilçeleşme sürecinde söz sahibi olabildi mi?

Yoksa yine “kadınlar duygusal, biz hallederiz” diyen erkek egemen bir anlayış mı belirleyiciydi?

---

Kadınların Gözünden Susuz: İlçe Olmak, Ses Bulmak

Kadınlar için Susuz’un ilçe olması, aslında “biz de buradayız” demenin bir yoluydu.

Eğitimle, üretimle, ev ekonomisinde, tarımda, hatta kimi zaman politikada var olmaya çalışan kadınlar için bu statü değişimi bir fırsattı.

Ancak toplumsal cinsiyet rollerinin duvarları hâlâ kalındı.

Birçok kadın o dönemde, “bizim kız da okumaya mı gidecek?” cümlesinin gölgesinde büyüdü.

O yüzden Susuz’un ilçe olması, belki haritada yeni bir sınır çizdi ama kadınların özgürlüğü için çizilen sınırlar kolay kolay silinmedi.

Bugün bile bakarsak, hâlâ birçok yerde “kadınlar üretimde var ama yönetimde yok” diyebiliyoruz.

İşte bu yüzden Susuz’un ilçe olma hikâyesini toplumsal adalet açısından okumak çok anlamlı.

Çünkü bir yerin ilçe olması, sadece tabelayla değil, temsil gücüyle ölçülür.

---

Erkeklerin Gözünden Susuz: Çözüm, Strateji ve Toplumsal Sorumluluk

Erkekler açısından bakıldığında, o dönem Susuz’un ilçe olması bir “kalkınma hamlesiydi.”

Yollar yapılmalıydı, yönetim kurulmalıydı, hizmetler planlanmalıydı.

Yani konu daha analitik, daha çözüm odaklı ele alındı.

Ama mesele şu: Bu stratejik planlar yapılırken, kadınların ve gençlerin fikirleri ne kadar alındı?

O dönemin erkekleri, iyi niyetle “biz inşa ederiz” dediler ama o “biz”in içine kadınları katmayı çoğu zaman unuttular.

Bu da bize toplumsal cinsiyet eşitliğinin ne kadar yavaş ilerlediğini gösteriyor.

Bugün bile bazı köylerde hâlâ “muhtar erkek olur” anlayışı sürüyorsa, o tarihsel mirasın yankısıdır.

---

Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Bir İlçenin Ruh Hâli

Toplumsal cinsiyet dediğimiz şey, sadece “kadın” ve “erkek” meselesi değil; güç, görünürlük ve temsiliyet meselesidir.

Susuz’un ilçe olduğu yıllarda, bu kavramlar dile bile getirilmiyordu.

Ama şimdi, biz bu forumda konuşabiliyorsak, o yıllarda sessiz kalanların cesareti sayesinde konuşabiliyoruz.

Çeşitlilik dediğimizde de sadece cinsiyet değil, etnik, kültürel ve kuşak farklılıklarını da düşünmeliyiz.

Susuz’un insanı; Kürt’üyle, Terekemesiyle, kadın-erkek, genç-yaşlı herkesin bir arada yaşadığı bir mozaiktir.

Ama bu mozaiğin bazı taşları hâlâ görünür değilse, sosyal adalet hâlâ tamamlanmamış demektir.

---

Sosyal Adalet: İlçe Olmak Yetmez, Eşitlik de Gerek

Bir bölgenin kalkınması sadece bina yapmakla olmaz.

Sosyal adalet, her bireyin kendini ait hissetmesiyle başlar.

Kadınların karar süreçlerinde yer almadığı, gençlerin dinlenmediği, farklı kimliklerin dışlandığı bir toplumda, “ilçe” olsak da tam anlamıyla “toplum” olamayız.

Bugün Susuz’un sokaklarında bir kız çocuğu okula güvenle gidebiliyorsa, bir kadın kendi işini kurabiliyorsa, bir erkek evde çocuğuna yemek hazırlıyorsa — işte o zaman Susuz sadece coğrafi olarak değil, ahlaki olarak da ilçe olmuştur.

---

Geçmişin Gölgesi, Bugünün Işığı

Susuz’un 1953’te ilçe olması, Cumhuriyet’in yerelleşme ve demokratikleşme adımlarından biriydi.

Ama sosyal adalet dediğimiz şey, sürekli güncellenmesi gereken bir yazılım gibi.

Bugün Susuz’da kadın kooperatifleri kuruluyorsa, gençler kendi projelerini geliştiriyorsa, bu o günlerin emeğinin bugünkü meyvesidir.

Yine de şu soruyu kendimize sormalıyız:

O meyve herkesin tabağına eşit mi düşüyor?

Yoksa bazıları hâlâ sofraya bile davet edilmiyor mu?

---

Forumdaşlara Soru: Sizin “Susuz’unuz” Neresi?

Sevgili forumdaşlar,

Bu konuyu sadece tarihsel bir merakla değil, vicdani bir aynayla konuşalım istiyorum.

Sizce bir yerin ilçe olması, orada yaşayan herkesin sesini eşit şekilde duyurabildiği anlamına mı gelir?

Kadınlar, gençler, dezavantajlı gruplar bu süreçte nerede duruyor sizce?

Ve siz, kendi yaşadığınız yerde sosyal adaletin gerçekten “işlediğini” hissediyor musunuz?

Belki hepimizin içinde bir “Susuz” vardır.

Bir tarafımız ilçe olmuş, gelişmiş, parlamış;

Ama bir tarafımız hâlâ sesini duyurmaya çalışan bir köy gibidir.

---

Son Söz: İlçeler Kurulur, Adalet İnşa Edilir

Susuz’un ilçe olduğu tarih, Türkiye’nin kalkınma yolculuğunda bir adım olabilir.

Ama gerçek ilerleme, eşitlikçi düşünceyle olur.

Bir yer, herkesin hikâyesine yer açabildiğinde, sadece coğrafi değil, insani bir ilçe olur.

O yüzden diyorum ki forumdaşlar:

Susuz ne zaman ilçe oldu bilmek güzel, ama asıl mesele şu:

Biz ne zaman eşit olduk?

Ve en önemlisi: Ne zaman olacağız?

Haydi, düşüncelerinizi yazın.

Belki de bu forum, Susuz’un bir sonraki dönüşümünün ilk adımı olur. 🌍💬