Tsk sağlık yönetmeliği B ve D dilimi nedir ?

Ece

New member
TSK Sağlık Yönetmeliği: B ve D Dilimlerinin Anlamı ve Hayatımıza Yansımaları

Merhaba forumdaşlar! Hepimiz günlük yaşamda sağlık raporlarıyla, işe giriş muayeneleriyle ya da askerlik süreçleriyle bir şekilde karşılaşıyoruz. Ama iş Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Sağlık Yönetmeliği’ne geldiğinde, işin rengi biraz daha ciddileşiyor. Çünkü burada verilen kararlar sadece bir kişinin askerlik yapıp yapamayacağını değil, aynı zamanda toplumda nasıl konumlanacağını da etkiliyor. Özellikle “B” ve “D” dilimleri, hem bireysel hayatlarımızda hem de toplumsal düzlemde çok kritik bir yerde duruyor.

Sağlık Yönetmeliğinin Kökeni: Neden Dilimlere Ayrılıyor?

TSK Sağlık Yönetmeliği aslında askerliğin doğası gereği ortaya çıkmış bir sistem. Orduda görev alacak kişilerin fiziksel ve psikolojik olarak belli standartlara uyması gerekiyor. Bu standartlar da yıllar içinde detaylandırılmış ve “dilimler” kavramı ortaya çıkmış. Her dilim, bir sağlık durumunu veya hastalık seviyesini temsil ediyor.

- B Dilimi: Genellikle kişiyi askerlik yapmaktan tamamen muaf tutmayan, ama sağlık sorununu dikkate alarak sınırlı görevler için uygun gören bir dilim. Yani, sağlık sorununuz var ama bu durum sizi tamamen sistemin dışına itmiyor.

- D Dilimi: Daha ciddi sağlık sorunlarının olduğu, askerlik görevine elverişli olmadığına hükmedilen durum. Bu dilimdeki bireyler, sağlık nedeniyle askerlikten tamamen muaf tutuluyor.

Bu iki dilim arasındaki fark, bireyin hayatının seyrini kökten değiştirebiliyor. Bir yanda askerliğini yaparak “görevini tamamlamış” bir kimlik kazanmak, diğer yanda “muafiyet” etiketiyle sosyal algıya maruz kalmak söz konusu.

Bugün B ve D Dilimleri: Sadece Sağlık mı?

Erkeklerin daha çok stratejik ve çözüm odaklı bakış açısıyla yaklaşacak olursak: B ve D dilimleri, aslında devletin kaynak yönetimiyle de ilgili. Çünkü her bireyin sağlık kapasitesine göre uygun görevlere yönlendirilmesi, askerî yapının verimliliğini artırıyor. Bir tür “optimizasyon” diyebiliriz.

Kadınların sosyal bağlar ve empati eksenli bakışını kattığımızda ise mesele sadece sağlık değil. B diliminde olan biri, görevde sınırlı yükümlülüklere sahip olsa da çevresinde “askerliğini yaptı” algısıyla görülüyor. D diliminde olan biriyse kimi zaman “sağlık bahanesiyle kaçmış” gibi haksız önyargılara maruz kalabiliyor. İşte bu noktada toplumsal algının, resmi raporun kendisinden daha ağır sonuçlar doğurabileceğini görüyoruz.

Toplumsal Algı: B ve D Dilimleri Sosyal Hayatta Ne Anlama Geliyor?

Bu konu sadece bireyin askerlik göreviyle sınırlı kalmıyor; iş hayatına, evlilik ilişkilerine ve hatta aile içi saygınlığa kadar uzanıyor. Örneğin:

- Bir işveren, D diliminde sağlık raporu olan bir adaya, “bu kişi ağır sorumlulukların altına girebilir mi?” gözüyle bakabiliyor.

- B dilimindeki bir kişi ise “evet sorunlu ama yine de görevini yapmış” algısıyla daha “normal” kabul edilebiliyor.

Burada empati çok önemli. Çünkü D dilimine giren bireylerin büyük kısmı gerçekten ciddi sağlık sorunları taşıyor. Ama toplumda hâlâ “askerlik yapmadıysa eksik” algısı dolaşıyor. Bu da insanların sağlık sorunlarını açıklamaktan çekinmesine, hatta psikolojik baskı yaşamasına yol açıyor.

B ve D Dilimlerinin Gelecekteki Potansiyel Etkileri

Geleceğe bakarsak, tıp teknolojisinin ilerlemesiyle birlikte bazı hastalıklar artık daha kolay tedavi edilebilecek. Bu durumda B ve D dilimlerinin sınırları da değişebilir. Mesela bugün D diliminde olan bir durum, yarın B dilimine çekilebilir çünkü tedavi edilebilir hale gelmiştir.

Ayrıca toplumun askerlik algısı da dönüşüyor. Artık profesyonel ordu sistemine doğru adım adım ilerleyen bir ülkede, sağlık dilimlerinin sadece “zorunlu askerlik” açısından değil, “profesyonel görev” açısından da yeniden değerlendirilmesi gerekebilir.

Beklenmedik Alanlarla İlişkilendirelim: Spor, Eğitim ve Psikoloji

İlginçtir ki, B ve D dilimlerini sporla da ilişkilendirebiliriz. Profesyonel sporcular da sağlık raporlarına göre sınıflandırılıyor. Bir futbolcu sakatlık yaşadığında, “sahada var ama sınırlı” veya “tamamen forma giyemez” gibi değerlendirmeler yapılır. Bu da B ve D arasındaki farka benziyor.

Eğitim açısından baktığımızda, üniversitelerde engelli öğrenciler için yapılan düzenlemeler de aynı mantıkla işliyor: Kimi özel koşullar altında destek alarak devam edebiliyor (B dilimi gibi), kimisi ise tamamen muafiyet hakkına sahip oluyor (D dilimi gibi).

Psikolojik açıdan ise mesele daha da derin. D dilimine alınan bir genç, toplumun gözünde “eksik” muamelesi görürse, bu ruh sağlığını da etkileyebiliyor. Yani aslında bu yönetmelik sadece sağlıkla ilgili değil, bireyin tüm kimliğini ve psikolojik bütünlüğünü de ilgilendiriyor.

Tartışmayı Canlandıracak Sorular

- Sizce toplumda hâlâ “askerlik yapmayan erkek eksik sayılır” algısı sürüyor mu?

- B diliminde olan biri, görevini sınırlı şekilde yapsa bile “tam yapmış” gibi kabul edilmesi adil mi?

- Tıp ilerledikçe bu dilimler yeniden tanımlanmalı mı, yoksa değişmeyen bir standart mı kalmalı?

- Askerlikten muaf olan bireylerin iş hayatında dezavantaj yaşamaması için nasıl sosyal düzenlemeler yapılmalı?

Sonuç

TSK Sağlık Yönetmeliği’nin B ve D dilimleri sadece askerlik sürecini belirleyen teknik kavramlar değil. Bireyin toplum içindeki yeri, iş hayatı, özgüveni ve hatta psikolojik sağlığı üzerinde derin etkileri var. Erkeklerin stratejik bakışıyla bu sistemin “kaynak yönetimi” tarafını anlayabiliyoruz, kadınların empati dolu yaklaşımıyla ise işin insani yönünü görmezden gelemiyoruz.

Sonuçta mesele şu: Sağlık raporu bir kağıt parçası değil, insanın hayatına yön veren bir belge. Bu yüzden B ve D dilimlerini tartışmak, aslında toplum olarak nasıl bir bakış açısına sahip olduğumuzu sorgulamak demek.

---

Kelime sayısı: 854