Federal Basın Bürosu (BPA) başkan yardımcısı Johannes Dimroth, demokrasilerin derin sahtekarlıklara tepki gösterebileceği devlet kaynaklarının yetersiz olduğunu düşünüyor. Cuma günü Tagesspiegel tarafından düzenlenen “Güvenilir Yapay Zeka” konulu yuvarlak masa toplantısında, yapay zekanın (AI) yardımıyla oluşturulan ilgili görüntü, ses veya video manipülasyonlarının “bir bütün olarak içeriğin gerçekliğine olan güveni” baltaladığını açıkladı. Berlin'de. Bireysel bir vaka gerekirse “kırmızı telefon” kullanılarak çözülebilir. Ancak uzun vadede demokratik görüş oluşumunun dayanağı tehlikede. Medya okuryazarlığı ve “ön-yakalama”, yani zihinsel zırh giyerek dezenformasyona karşı bağışıklık kazandırma, deepfake'lerle mücadelede önemli yapı taşlarıdır. Avukat aynı zamanda teknoloji şirketlerinin de işin içinden çıkmasını istemiyor.
Reklamcılık
Dimroth, federal hükümetin seçimlerin bütünlüğünü bozabilecek “büyük patlamayı” henüz yaşamadığını belirtti. Ancak her gün yerel siyasetin ve kamuoyunun fikir oluşturma süreçlerini etkilemeye yönelik girişimlerde bulunuluyor. Şansölye Olaf Scholz'un (SPD) kendisi de yanmış bir çocuk olarak görülüyor: Kasım ayında, “Siyasi Güzellik Merkezi” (ZPS), yapay zeka animasyonlu bir hükümet başkanına, yakında AfD'nin yasaklanması için başvuruda bulunacağını bir video konuşmasında duyurdu. Federal Anayasa Mahkemesi huzurunda. Dimroth, sanatçı kolektifinin “olağanüstü sıkı çalışmasının” yapay zeka tarafından oluşturulan içerik olarak geniş ekranda görülebildiğini açıkladı. “Ama metroda cep telefonuyla değil.”
Konuşmacı için kesin olan bir şey var: Nerede federal hükümet yazıyorsa, orada olması sağlanmalıdır. Şansölyenin yapmak istemediği şeyleri kamuoyuna açıkça söylemesi kabul edilemez. Dimroth, “Birden fazla krizde güvenlik politikasının çıkarları hakkında sert bir şekilde konuşuyorum” diye vurguladı. ZPS davasında BPA ilk olarak Instagram ya da YouTube gibi platformlarda “bildirim ve yayından kaldırma prosedürünü” kullandı ve videonun kaldırılmasını talep etti. Ancak operatörler geleneksel olarak bunu yapmayı çok zor buluyor çünkü hakem rolüne zorlanıyorlar ve gönüllü taahhüt, telif hakkı veya ticari marka kanunu ve karışıklık tehdidi gibi hususlara dayalı olarak kararlar vermek zorunda kalıyorlar.
Vaxx karşıtları ve ifade özgürlüğünün “saptırılması”
BPA'nın siyasi iletişim departmanının eski başkanı, değerlendirmelerin ve sonraki prosedürün “çok uzun zaman aldığını” şikayet etti. Bazı platformlar içeriği kaldırdı, bazıları ise kaldırmadı. Aynı zamanda, yazar olarak ZPS, hükümeti harekete geçmekten kaçınmaya mahkum etmek amacıyla yasal işlem başlatılması tehdidinde bulundu. Daha sonra kendileri mahkemede karar istediler. Ancak geçici hukuki koruma sürecinden yedi hafta sonra hakimler, sanat veya hicivle haklı gösterilemeyecek bir kafa karışıklığı riskinin farkına vardılar. Ancak yine de video internette çeşitli yerlerde bulunabiliyor.
Dimroth, “zorlu öğrenme eğrisinden” sonra “Araçlar aslında yeterli değil” diye özetliyor. Deepfake'in yanında duran ve onu destekleyen bir organizasyon bu. Uzman, “Bu aslında diğer daha az açık başlatıcılarla ilgili endişelerimizi artırdı” dedi. Sonuçta, İnternet'teki herkes bir yayıncıdır ve bu tür hoparlörlerin çoğu “belirli nüfus grupları arasında güven talep edebilir.” Aynı zamanda, algoritmaların teknolojiye dayalı olarak yönlendirdiği birçok dinleyici, fikirlerinin doğrulandığını hissetti. “İnsanları geri getirmek” giderek zorlaşıyor. Giderek daha az insan karşı konuşmaya tahammül edebildi ve giderek daha fazla insan demokratik söyleme veda etti.
Dimroth'a göre korona aşısı tartışması bunun bir örneği. Aşılama karşıtları, artık düşündüklerini söylemelerine izin verilmediğinden yüksek sesle şikayet ettiler. Ancak Temel Kanun'un 5. maddesi hiçbir şekilde vatandaşı muhalefetten korumaz ve devlet tarafından kısıtlanmaz. Aksine, aşı karşıtı muhalifler “5. Maddenin temel fikrinin saptırılmasına” girişiyordu. Kolektif travma da önemli bir rol oynadı. Örneğin, Küresel Güney'in Filistin ile mevcut dayanışmasını “kendi bakış açımızla başarılı bir şekilde ele alamayız.” Kuzey'in güveni de yok etmesinden sonra farklı dünya görüşlerinin bir araya geldiği yer burasıdır.
Gerçeğin yeni düzeni ve sınırları
“Artık gerçeği algılayabilecek miyiz?” diye sordu Frankfurt'taki (Oder) Avrupa Yeni Dijital Çalışmalar Okulu Yapay Zeka ve Araştırmaya Dayalı Öğrenme Sosyal Bilimler Laboratuvarı'ndan Jürgen Neyer. “İyi argümanların gücüne inanacak şekilde sosyalleştik.” Bu, toplumu uzun süre bir arada tuttu. Ancak anlatı entegrasyonunun daha önemli hale geldiği giderek daha açık hale geliyor. Sosyal bilimci, insanların “doğrunun belirli düzenlerinde” yaşadıklarını açıkladı: “Her şey küçük hikayelere bölünüyor. Artık yalanla gerçeği birbirinden net bir şekilde ayıramıyoruz. Bu da büyük bir belirsizliğe yol açıyor.” Bu nedenle “olasılığa dayalı bir hakikat anlayışını” savunur. Hiçbir şekilde objektif kararlar vermeyen yapay zeka da bu şekilde çalışır. Dünyanın ikili siyah beyaz resminin modası geçmiş durumda.
Neyer aynı zamanda, örneğin Dijital Hizmetler Yasası (DSA) yoluyla derin sahtekarlıkların düzenlenmesi konusunun çok katı hale getirilmemesi gerektiğini savundu. Aşırı engellemeye, özellikle de “gelecekte kamu düzenini bozacak” olarak algılanacak içeriklere karşı uyardı. Bu tür tıkanıklıkların kötüye kullanım potansiyeli büyüktü. Ayrıca: “Eleştirel söylem bizi dirençli kılıyor.” “Çirkin, nahoş” olanla baş etmek de önemlidir. İmzalar veya filigranlar gibi teknik yardımların deepfake'lere karşı pek faydası yoktur: bunlar sahte olabilir.
Microsoft Almanya hukuk departmanı başkanı Wolfgang Dierker yine de Münih Güvenlik Konferansı'nda Adobe, Anthropic, OpenAI, Meta, Google, Amazon, Snap ve AI gibi 25 şirketin demokratik seçimlerde vardığı anlaşmayı övdü. Ancak bunun cevabın yalnızca bir kısmını temsil edebileceğini ve “dalganın önüne geçmek” için eğitim ve farkındalık yaratma dahil “tüm sosyal aktörler arasındaki işbirliğinin” gerekli olduğunu kabul etti. Avukat aynı zamanda şunu da açıkça ortaya koydu: “Gerçekliğe güvenebilmeniz gerekiyor. Yeni bir hakikat düzeni hakkındaki tartışma burada sona eriyor.”
(benim)
Haberin Sonu
Reklamcılık
Dimroth, federal hükümetin seçimlerin bütünlüğünü bozabilecek “büyük patlamayı” henüz yaşamadığını belirtti. Ancak her gün yerel siyasetin ve kamuoyunun fikir oluşturma süreçlerini etkilemeye yönelik girişimlerde bulunuluyor. Şansölye Olaf Scholz'un (SPD) kendisi de yanmış bir çocuk olarak görülüyor: Kasım ayında, “Siyasi Güzellik Merkezi” (ZPS), yapay zeka animasyonlu bir hükümet başkanına, yakında AfD'nin yasaklanması için başvuruda bulunacağını bir video konuşmasında duyurdu. Federal Anayasa Mahkemesi huzurunda. Dimroth, sanatçı kolektifinin “olağanüstü sıkı çalışmasının” yapay zeka tarafından oluşturulan içerik olarak geniş ekranda görülebildiğini açıkladı. “Ama metroda cep telefonuyla değil.”
Konuşmacı için kesin olan bir şey var: Nerede federal hükümet yazıyorsa, orada olması sağlanmalıdır. Şansölyenin yapmak istemediği şeyleri kamuoyuna açıkça söylemesi kabul edilemez. Dimroth, “Birden fazla krizde güvenlik politikasının çıkarları hakkında sert bir şekilde konuşuyorum” diye vurguladı. ZPS davasında BPA ilk olarak Instagram ya da YouTube gibi platformlarda “bildirim ve yayından kaldırma prosedürünü” kullandı ve videonun kaldırılmasını talep etti. Ancak operatörler geleneksel olarak bunu yapmayı çok zor buluyor çünkü hakem rolüne zorlanıyorlar ve gönüllü taahhüt, telif hakkı veya ticari marka kanunu ve karışıklık tehdidi gibi hususlara dayalı olarak kararlar vermek zorunda kalıyorlar.
Vaxx karşıtları ve ifade özgürlüğünün “saptırılması”
BPA'nın siyasi iletişim departmanının eski başkanı, değerlendirmelerin ve sonraki prosedürün “çok uzun zaman aldığını” şikayet etti. Bazı platformlar içeriği kaldırdı, bazıları ise kaldırmadı. Aynı zamanda, yazar olarak ZPS, hükümeti harekete geçmekten kaçınmaya mahkum etmek amacıyla yasal işlem başlatılması tehdidinde bulundu. Daha sonra kendileri mahkemede karar istediler. Ancak geçici hukuki koruma sürecinden yedi hafta sonra hakimler, sanat veya hicivle haklı gösterilemeyecek bir kafa karışıklığı riskinin farkına vardılar. Ancak yine de video internette çeşitli yerlerde bulunabiliyor.
Dimroth, “zorlu öğrenme eğrisinden” sonra “Araçlar aslında yeterli değil” diye özetliyor. Deepfake'in yanında duran ve onu destekleyen bir organizasyon bu. Uzman, “Bu aslında diğer daha az açık başlatıcılarla ilgili endişelerimizi artırdı” dedi. Sonuçta, İnternet'teki herkes bir yayıncıdır ve bu tür hoparlörlerin çoğu “belirli nüfus grupları arasında güven talep edebilir.” Aynı zamanda, algoritmaların teknolojiye dayalı olarak yönlendirdiği birçok dinleyici, fikirlerinin doğrulandığını hissetti. “İnsanları geri getirmek” giderek zorlaşıyor. Giderek daha az insan karşı konuşmaya tahammül edebildi ve giderek daha fazla insan demokratik söyleme veda etti.
Dimroth'a göre korona aşısı tartışması bunun bir örneği. Aşılama karşıtları, artık düşündüklerini söylemelerine izin verilmediğinden yüksek sesle şikayet ettiler. Ancak Temel Kanun'un 5. maddesi hiçbir şekilde vatandaşı muhalefetten korumaz ve devlet tarafından kısıtlanmaz. Aksine, aşı karşıtı muhalifler “5. Maddenin temel fikrinin saptırılmasına” girişiyordu. Kolektif travma da önemli bir rol oynadı. Örneğin, Küresel Güney'in Filistin ile mevcut dayanışmasını “kendi bakış açımızla başarılı bir şekilde ele alamayız.” Kuzey'in güveni de yok etmesinden sonra farklı dünya görüşlerinin bir araya geldiği yer burasıdır.
Gerçeğin yeni düzeni ve sınırları
“Artık gerçeği algılayabilecek miyiz?” diye sordu Frankfurt'taki (Oder) Avrupa Yeni Dijital Çalışmalar Okulu Yapay Zeka ve Araştırmaya Dayalı Öğrenme Sosyal Bilimler Laboratuvarı'ndan Jürgen Neyer. “İyi argümanların gücüne inanacak şekilde sosyalleştik.” Bu, toplumu uzun süre bir arada tuttu. Ancak anlatı entegrasyonunun daha önemli hale geldiği giderek daha açık hale geliyor. Sosyal bilimci, insanların “doğrunun belirli düzenlerinde” yaşadıklarını açıkladı: “Her şey küçük hikayelere bölünüyor. Artık yalanla gerçeği birbirinden net bir şekilde ayıramıyoruz. Bu da büyük bir belirsizliğe yol açıyor.” Bu nedenle “olasılığa dayalı bir hakikat anlayışını” savunur. Hiçbir şekilde objektif kararlar vermeyen yapay zeka da bu şekilde çalışır. Dünyanın ikili siyah beyaz resminin modası geçmiş durumda.
Neyer aynı zamanda, örneğin Dijital Hizmetler Yasası (DSA) yoluyla derin sahtekarlıkların düzenlenmesi konusunun çok katı hale getirilmemesi gerektiğini savundu. Aşırı engellemeye, özellikle de “gelecekte kamu düzenini bozacak” olarak algılanacak içeriklere karşı uyardı. Bu tür tıkanıklıkların kötüye kullanım potansiyeli büyüktü. Ayrıca: “Eleştirel söylem bizi dirençli kılıyor.” “Çirkin, nahoş” olanla baş etmek de önemlidir. İmzalar veya filigranlar gibi teknik yardımların deepfake'lere karşı pek faydası yoktur: bunlar sahte olabilir.
Microsoft Almanya hukuk departmanı başkanı Wolfgang Dierker yine de Münih Güvenlik Konferansı'nda Adobe, Anthropic, OpenAI, Meta, Google, Amazon, Snap ve AI gibi 25 şirketin demokratik seçimlerde vardığı anlaşmayı övdü. Ancak bunun cevabın yalnızca bir kısmını temsil edebileceğini ve “dalganın önüne geçmek” için eğitim ve farkındalık yaratma dahil “tüm sosyal aktörler arasındaki işbirliğinin” gerekli olduğunu kabul etti. Avukat aynı zamanda şunu da açıkça ortaya koydu: “Gerçekliğe güvenebilmeniz gerekiyor. Yeni bir hakikat düzeni hakkındaki tartışma burada sona eriyor.”
(benim)
Haberin Sonu