Samuag
New member
Türkiye’de bir özel üniversitede Sosyoloji Kısmı Lideri olan 65 yaşındaki Prof. Dr. Ayşe Nilüfer Narlı tezlere bakılırsa telefon dolandırıcılarına yarım milyon nakit para ve yüklü ölçüde ziynet eşyasını kaptırdı.
Dolandırıldığını anlayana Ayşe Nilüfer Narlı ondan sonrasında polise durumu anlatarak şikayetçi oldu.
Sabah gazetesinde yer alan haberde ünlü hekimin yaşadıklarını anlattığı sözüne yer verildi. Narlı, kendisini polis memuru olarak tanıtan bir şahsın aradığını, üzerine birden çok sınır çıkarılarak bu çizgilerle FETÖ ve öbür terör örgütlerin yardım edildiğini söylemiş olduklerini beyan etti.
Dolandırıcıların kurbanı olan Prof. Dr. Ayşe Nilüfer Narlı
“POLİS KİMLİK KARTI GÖNDERDİLER”
Narlı, kendisine bir adet Polis kimlik kartı gönderildiğini beyan ederek, “e-Devlet üzerinden çizgileri denetim edebileceğimi söylemiş olduler. e-Devlet şifremi girip baktığımda sınır yoktu ve bunların terör örgütü üyelerince profesyonelce gizlendiğini belirttiler. Kelam konusu operasyonun adalet bakanlığı ve MİT mensuplarınca bilinmeyen olarak yürütüldüğünü tabir eden polis memurlarına inandım” dedi.
Dolandırıcıların, para ve altıların alınıp parmak izi incelemesine gönderileceğini söylemiş olduklerini belirten Narlı, “Hatta kasada bulunan ziynet eşyalarımın terör örgütü üyelerince değiştirildiğini ve gerçek altınların yerine uydurma altınlar bırakıldığını argüman ettiler. Vatana önemli bir hizmet ettiğimiz yardımlarımla bu örgütün yıkılacağını söz ettiler” tabirlerini kullandı.
BARIŞ-PINAR PAROLASI
Ünlü profesör, vatana hizmet ettiğini düşünerek kelamda polislerin talepleri doğrultusunda söylenen her şeyi yaptığını kaydederek, “Çalıştığım üniversitenin bağlı olduğu şubeye gittim, paraları çektikten daha sonra kasadaki ziynet eşyaları aldım. Telefondakiler bana birinci olarak Barış Pınarı parolasını verdiler. Gelen polis bana, ‘Barış’ dediğinde ‘Pınar’ yanıtını verecektim. bu türlü kararlaştırıldığını söylemiş oldu. Parolanın Barış Pınarı harekâtından dolayı bu türlü seçildiğini beyan ettiler. İkametime geçtikten daha sonra kapının önüne gelen polis memuru barış dediğinde pınar karşılığını verip çantaya doldurduğum yarım milyon pahasındaki para ve ziynet eşyalarımı teslim ettim” dedi.
Prof. Dr. Ayşe Nilüfer Narlı
PARALARI TESLİM ETTİKTEN daha sonra SAVCILIĞA BAŞVURMUŞ
Sonraki gün tekrar arandığını belirten Narlı, “Paralar da kuşkulu parmak izleri bulunduğunu söylemiş olduler. Öteki bankalarda öteki kasalarımın olduğunu beyan edince evvel avukat arkadaşımı çağırdım akabinde apartman bakılırsavlisinden yaptığım konuşmalara tanıklık etmesini istedim. Bu sırada savcılığa başvurarak koordineli bir biçimde beni arayanlara geri dönüş yapmadan evvel yardım istedim. Gerçek Polislerle işbirliği içerisinde parayı almaya gelen şahıs yakalanması için yardım ettim. Beni kandırarak dolandıran şahıslardan şikayetçiyim” Sözlerini kullandı.
Dolandırıldığını anlayana Ayşe Nilüfer Narlı ondan sonrasında polise durumu anlatarak şikayetçi oldu.
Sabah gazetesinde yer alan haberde ünlü hekimin yaşadıklarını anlattığı sözüne yer verildi. Narlı, kendisini polis memuru olarak tanıtan bir şahsın aradığını, üzerine birden çok sınır çıkarılarak bu çizgilerle FETÖ ve öbür terör örgütlerin yardım edildiğini söylemiş olduklerini beyan etti.
Dolandırıcıların kurbanı olan Prof. Dr. Ayşe Nilüfer Narlı
“POLİS KİMLİK KARTI GÖNDERDİLER”
Narlı, kendisine bir adet Polis kimlik kartı gönderildiğini beyan ederek, “e-Devlet üzerinden çizgileri denetim edebileceğimi söylemiş olduler. e-Devlet şifremi girip baktığımda sınır yoktu ve bunların terör örgütü üyelerince profesyonelce gizlendiğini belirttiler. Kelam konusu operasyonun adalet bakanlığı ve MİT mensuplarınca bilinmeyen olarak yürütüldüğünü tabir eden polis memurlarına inandım” dedi.
Dolandırıcıların, para ve altıların alınıp parmak izi incelemesine gönderileceğini söylemiş olduklerini belirten Narlı, “Hatta kasada bulunan ziynet eşyalarımın terör örgütü üyelerince değiştirildiğini ve gerçek altınların yerine uydurma altınlar bırakıldığını argüman ettiler. Vatana önemli bir hizmet ettiğimiz yardımlarımla bu örgütün yıkılacağını söz ettiler” tabirlerini kullandı.
BARIŞ-PINAR PAROLASI
Ünlü profesör, vatana hizmet ettiğini düşünerek kelamda polislerin talepleri doğrultusunda söylenen her şeyi yaptığını kaydederek, “Çalıştığım üniversitenin bağlı olduğu şubeye gittim, paraları çektikten daha sonra kasadaki ziynet eşyaları aldım. Telefondakiler bana birinci olarak Barış Pınarı parolasını verdiler. Gelen polis bana, ‘Barış’ dediğinde ‘Pınar’ yanıtını verecektim. bu türlü kararlaştırıldığını söylemiş oldu. Parolanın Barış Pınarı harekâtından dolayı bu türlü seçildiğini beyan ettiler. İkametime geçtikten daha sonra kapının önüne gelen polis memuru barış dediğinde pınar karşılığını verip çantaya doldurduğum yarım milyon pahasındaki para ve ziynet eşyalarımı teslim ettim” dedi.
Prof. Dr. Ayşe Nilüfer Narlı
PARALARI TESLİM ETTİKTEN daha sonra SAVCILIĞA BAŞVURMUŞ
Sonraki gün tekrar arandığını belirten Narlı, “Paralar da kuşkulu parmak izleri bulunduğunu söylemiş olduler. Öteki bankalarda öteki kasalarımın olduğunu beyan edince evvel avukat arkadaşımı çağırdım akabinde apartman bakılırsavlisinden yaptığım konuşmalara tanıklık etmesini istedim. Bu sırada savcılığa başvurarak koordineli bir biçimde beni arayanlara geri dönüş yapmadan evvel yardım istedim. Gerçek Polislerle işbirliği içerisinde parayı almaya gelen şahıs yakalanması için yardım ettim. Beni kandırarak dolandıran şahıslardan şikayetçiyim” Sözlerini kullandı.